Paylaş
Sevgili meslektaşım Engin Güneysu ile fotoğrafın hayatına girişini, Bosna Hersek macerasının hikâyesini ve tasarımı tamamlanan kitabını konuştuk. İşte anlattıkları:
OKUL HARÇLIĞIMLA FOTOĞRAF MAKİNESİ ALDIM
“Fotoğrafla çok erken, ortaokul yıllarında tanıştım. Okul harçlığımla fotoğraf makinesi aldım. Pazar yerlerini falan fotoğraflarken aile fotoğrafçısı oluverdim. 18 yaşımda Zenith marka fotoğraf makinesi aldım. Sonrasında askerliğim de dahil olmak üzere elimden fotoğraf makinesini bırakmadım. Hayatımın her anında fotoğrafın gücüne yakın bir tanık oldum. Profesyonel kariyerimse 2003’te Samsun’dan İzmir’e taşındığımda Cena Reklam Ajansı kadrosuna girmemle başladı. Ajansta fotoğraf editörü olarak birçok yayında imza attım, birçok yayında fotoğraflarım yer aldı. İzmir’deki iki yılın ardından Samsun’a geri döndüğümde 2005’te belgesel fotoğrafa yoğunlaştım. 2006’da ilk belgesel projem olarak Samsun’daki İkiyüzevler Mahallesi’ni çalıştım. Genelde çingene mahallesi olarak bilinen bir yerdi. Ve oranın hikâyesini, orada yaşanan hayat hikâyelerini fotoğrafladım, iki yıl sürdü, ara ara çekmeye devam ediyorum. 2008’de İstanbul’a taşındım. Farklı basın kuruluşlarında çalıştıktan sonra serbest fotoğrafçılık yapmaya başladım. Skylife Magazine dergisi başta olmak üzere birçok dergide fotoğraflarım yayınlandı. Dergilere proje ürettim. 2009’dan sonra fotoğraf ürettiğim SkyLife Magazine dergisinde 2014’te editör oldum. Pandemide dergi yayınına son verene kadar da SkyLife’a çalıştım. 2012’de Emin Özmen ile birlikte Agance Le Journal’i kurduk. Hem fotoğrafçı hem editör olarak çalıştım. Zaman zaman söyleşilerde yapıyorduk, ödüller aldık. Ajans geçtiğimiz yıllarda sona erdi. 2008’de Ara Güler’in de jürisinde yer aldığı National Geographgic yarışmasında Türkiye ikinciliği aldım. Bu benim için dönüm noktalarından biri oldu.
BOSNA HERSEK BENİM BÜYÜK FOTOĞRAF PROJEM
2012’de bağımsız bir gazeteci olarak Bosna Hersek’e gittim. İlk gittiğimde ülkeyi gezdim fotoğrafladım ve bu arada oradaki savaştan sonra açılmış olan Duje Rehabilitasyon Merkezi’ne gittim. Bu merkezden çok etkilendim. Çalışanlarla iletişime geçtim. Burayı fotoğraflamak için üç ay sonra tekrar gittim. 10 gün kaldım hem fotoğraf hem video çektim. Bu fotoğraflar birçok yerde yayınlandı. Sonrasında birçok kez gittim. Fotoğraf çekerken bir belgesel de tamamladım. Bu belgesel, Belgesel Fotoğraf Günleri kapsamında Türkiye’yi dolaştı. Rehabilitasyon merkezini belgeselleştirip kitaplaştırmayı planlıyordum. Ama Bosna’ya bir gidişimde 11 Temmuz’da, 1995’te 8 binden fazla Boşnak’ın öldürüldüğü Srebrenitsa Soykırımı’nın anma gününde oradaki defin törenini izledim. Ve çalışmayı daha genelleştirmeye karar verdim. Fotoğraf uzun soluklu bir iş. Geleceği değil geçmişi belgeliyoruz. Büyük bir proje olarak bakmaya başladım Bosna Hersek’e. Bosna Hersek ve burada yaşananları büyük bir fotoğraf projesi olarak kitaplaştırmaya karar verdim.
BU KİTAP ELİNİ TUTTUĞUM ANNELERE SORUMLULUĞUM
10 yıl süren çalışmanın ardından kitabı tamamladım. Yugoslavya’nın son günlerinden, günümüz Bosna’sına uzanan süreci takip ediyor. Sanatsal bir çalışma olmasının yanı sıra bu kitabı özel kılan şey çok yakın bir tarihte tüm dünyanın gözü önünde gerçekleşen Bosna Hersek’teki savaş ve bu acıların geride bıraktıkları, bunlara rağmen Bosna halkının hayata tutunma mücadelesini anlatıyor. Kitap kronolojik olarak beş ayrı bölümden oluşuyor. 1984 Saraybosna Kış Olimpiyatları, Bosna İç Savaşı, Srebrenitsa Katliamı, Duje Rehabilitasyon Merkezi ve Günümüz Bosna Hersek’i. Kitabı yayınlamak ve insanlarla paylaşmak istiyorum. Türkçe ve İngilizce olarak iki dilde tasarlandı. Tasarımı konusunda da çok iddialı bir yayın, fotoğraf kitabı olarak uluslararası yarışmalara katılmayı planlıyorum. Ama tabii yayınlanması için destek gerekiyor. Kitabın ön sözünü Coşkun Aral, Enes Güler ve Mehmet Şenol Şişli kitabını yazdı. Üzerinden 20 yıldan fazla zaman geçmiş olsa da yalnızca sokaklarda değil insanların yüzlerinde de savaşın izlerine rastlamak mümkün. 1995 yılında ateşkes imzalanmış olmasına rağmen, yürüyerek güvenli bölgeye geçmeye çalışan 12 bin kişiden 8 bini birkaç gün içerisinde katledildi. Dünya bu kayıplardan, toplu mezarların ortaya çıktığı 2000’li yıllarda haberdar oldu. Orada kayıpları olmuş annelerinin eline sarılmış insanım. Bu kitap, benim elini tuttuğum annelere karşı bir sorumluluğum. Benim ilk uzun soluklu projem. Güncel değil gibi görünen ama ders çıkarmamız gereken tarihsel bir dönüm noktası.”
ENGİN GÜNEYSU KİMDİR?
1981 yılında Samsun’da doğdu. Profesyonel fotoğrafçılık kariyerine 2004’te İzmir’de, Cena Reklam Ajansı’nda fotoğraf editörü olarak başladı. Yine aynı yıl içinde Bodrum’un Kalbi Dergisi ve 2004 Turkey/İzmir/Çeşme Guide kitabının fotoğrafçılığını yaptı. 2006-2007 arasında Samsun’da Eğitim Gönüllüleri Parkı’nda çocuklara fotoğraf eğitimi verdi. 2008 Uluslararası National Geograhic Fotoğraf Yarışması Türkiye’de ikincilik ödülü aldı. Eserleri birçok yarışmada ödül, derece, sergilemeye hak kazandı. Yurt içinde ve yurt dışında fotoğrafları sergilendi. 2011’de açılan Türkiye Fotoğraf Müzesi’nde fotoğrafları müzenin daimi kolleksiyonunda yer aldı. Türk Hava Yolları dergisi olan Skylife’ta 2014-2015 tarihlerinde fotoğraf editörlüğü yaptı. 2012’de katıldığı Agence Le Journal Fotoğraf ve Multimedia Ajansı bünyesinde beş yıla yakın fotografçılık yaptı. Uzun soluklu fotoğraf projeleri yürüten, yurt içi ve yurt dışında fotoğrafçılık atölyeleri düzenleyen Güneysu, çeşitli dergiler için editöryal çalışmalarını sürdürüyor.
Paylaş