Uçuş hikayeleri bitmez
THY’nın piyasa değeri 5 milyar dolar. Ülkenin en değerli, en iddialı şirketlerinden…
Genç bir filosu, önemli sponsorlukları var. Reklamlarında dünya yıldızları oynuyor. Bu şaşalı büyük hikayelerin yanında tatsız küçük hikayeler üretmeye devam ediyor ama THY.
Geçen gün İstanbul’dan İzmir’e saat 21’de yerim vardı. Alana 17:30 gibi gittim belki önceki uçaklarla uçabilirim diye. 19 uçağına ikinci yedek yazıldım.
Bu vesileyle de “yedek yolcu prosedürünü” hayatımda ilk kez görmüş oldum.
Bir kere kaçıncı yedek yazıldığınızın bir önemi yok. Kapının önünü tutan, güçlü kuvvetli olan, anı iyi değerlendiren, “ötekileri” takmayan öne fırlayıp biniş kartı alabiliyor. Bir Türkiye hali!
Dünyanın başka yerlerinde nasıl oluyor bilmiyorum ama bu sistemsizlik böyle bir şirkete yakışmıyor.
Neyse orada biraz sesimi yükselterek, biraz da eş dost desteğiyle uçağa beşinci yolcu olarak binebildim. Cam kenarındaki yerime oturdum.
Biraz sonra Arapça bir anons başladı. Önümdeki ekranda da “Sefer duası” yazdı. Etraftakiler şaşkınlıkla birbirlerine bakıyorlardı ki, hostes anonsu geldi. Cidde seferinde yapılan bu anonsun yanlışlıkla girdiğini söyledi.
Sonra anons devam etti. Duanın Türkçesi de okundu. Sonra bir kez daha hostes: “Yanlışlık için özür dileriz. Lütfen dikkate almayınız.” Bu da tuhaf geldi bana. Dua için “dikkate almayınız” demek.
Garip bir ülke olduk. Gerim gerim gerildik. Niyetler konusunda derin şüpheler var çünkü. Neden acaba?
Yolculuğun son kısmı daha renkliydi. Yanımda oturan iki hanımdan biri uçmaktan çok korktuğu için çok telaşlıydı.
Mühendislik olarak mükemmel denebilecek uçakların ne kadar güvenli olduğunu falan anlatmaya çalıştım. Hiç konuşmayacağım kadar konuştum. İşe yaradı mı bilemedim. Neyse ki yumuşak bir uçuş yumuşak bir inişle sonlandı.
Artık yolcu karşılama alanındaki curcunaya dalmaya hazırdık!
********
AZİZ BEY’E TAVSİYELER
Twitter’a hoş geldiniz Sayın Başkan. İzninizle size bir iki şey söylemek isterim:
*** Twitter sürekliliği seven bir iletişim ortamı. Günde yarımşar saat ayırın mesela. Haftada 4 gün gibi. Basın toplantısı düzenler gibi ara ara görünürseniz hakkını veremeyebilirsiniz.
*** Her türlü abuk soru, çirkin yoruma hazır olun.
*** Dilinizi ortama uydurmaya gayret gösterin, Belediye Başkanı tonlaması oraya uymayabilir.
*** Bol fotoğraf, video kullanın
*** Twitter muziptir. Arada Belediye’de karşılaştığınız komik olayları da paylaşın
*** Bu yazıyı yazarken baktım takip ettiğiniz hiç kimse yoktu. Oysa olmalı.
*** Twitter’ın gündemi çok dinamik. Konuşulan konulardan mümkün olduğunca haberdar olun.
*** Eğer varsa Belediye’nin çalıştığı sosyal medya ajansıyla fikir alış verişinde bulunun
*********
DÖVİZ CEPHESİ
Bu grafik Ak Parti iktidarı döneminde döviz sepetinin resmi. Sepet yarım euro artı yarım dolardan oluşuyor. Bugünlerde 2.32 civarına gelip rekor kırdı. Yani TL tüm zamanların ve son on yılın en zayıf günlerini yaşıyor.
Şu net: Döviz sepeti Türkiye ekonomisinin başarı hikayelerine dahil değil!
Cari açık vererek büyüyorsanız, bu açığı da daha çok kısa vadeli sermaye girişleriyle döndürüyorsanız resmin böyle çıkması normal.
Buraya faiz grafiğini koysak son iki üç ayda işlerin nasıl bozulduğunu orada da görürdük.
Piyasaların huyudur. Algı değişir, dünya değişir.
Sakın FED politikaları falan demeyin, o politikalar sayesinde nice “parlak günler” yaşandı bu ülkede.
Özel sektöre yapılan “daha çok öz sermaye kullanın” tavsiyesi de boş. Bir cevap “var da kullanmıyor muyuz?” olabilir. Diğer bir cevap: “o kadar borç bağımlısı olduk ki, şimdi nasıl ara verelim?”
Zaman zayıflıkları bilme, güçlü yanlarını abartmama ve dengeli davranma zamanı. Gerisi boş laf…
TFF’DE BU HAFTA
Tamam, futbol herkesi ilgilendirmiyor ama futbolun nasıl yönetildiği ülkeye dair çok şey anlatıyor. Bu ara garip şeyler oluyor Federasyonda.
Bu hafta da milli takım için apar topar Fatih Terim’le anlaşma yapıldı. İlk düşüncelerim:
*** Bu ne hırs? Yaş gelmiş 60’a, Galatasaray’ı çalıştırıyorsun, hedefler büyük, Milli Takım’a hayır diyemiyorsun.
*** Emir yukarıdan geldi herhalde. Özerk TFF! Yoksa Aziz Yıldırım’ın GS’ye bir oyunu mu bu?
*** Terim, Ünal Aysal’dan uyuz olduğu için, 2014 sonrasını garantiliyor.
*** Ünal Aysal Terim için “şık bir final” mi hazırlıyor yoksa?
*** Bu TFF kafası ile nereye kadar?
Sonuç: Mesele iktidar mücadelesiyse futbol ayrıntıdır!
