Paylaş
TORUNA MEKTUP
Feryal Bekdik Urla’da komşumuz. Oğlu Barış’ın eşi Lea, Danimarkalı… Onlar Kopenhag’da yaşıyorlar. Feryal geçenlerde Facebook sayfasında torununa yazdığı bir mektubu paylaştı.
“Sevgili Torunum Aslan Björn
Geçen hafta Kopenhag’da Rosenborg Kalesi’nin önündeki Kralın Bahçesi’nde oynarken ne mutluyduk. Çimlerde koşup oynuyor, köpek seviyor, sağa sola sataşıp sosyalleşmeye çalışıyordun.
Annen üzerinde oynadığımız bu bahçede daha önce kışla olduğunu, kışlanın yıkılarak buranın park haline getirildiğini söyledi. İçim cız etti yavrum.
Senin ait olduğun diğer ülkede yaşıtların AVM’lerin soğuk zemininde emeklemeye, her türlü elektrik ve radyasyon yükü altında sağa sola koşmaya ve sosyalleşmeye çalışıyor.
Onların da yeşil çimenler üzerinde koşup oynamaya hakkı var. Kaldı ki buralarda güneş senin şu anda yaşadığın yere göre yüzünü daha çok gösteriyor daha çok ısıtıyor.
Burada ki abla ve ağabeyler üç beş ağaç için, bir avuç yeşillik için, insanca nefes almak, şehrin son kalan alanlarını betondan kurtarabilmek için günlerdir çadır kurup direniyorlar. Polis su sıkıyor, biber gazı atıyor, başbakan “Bunlar çapulcu” diyor. Ama onlar yılmıyor ve yılacak gibi de görünmüyorlar.
Dün babaannen de “çapulcu” oldu oğlum. On binlerin toplandığı Taksim’deki alana ben de gittim. Hele ki senin yaşadığın şehirdeki parkları bahçeleri gördükten sonra ben de “bu ülkede neden yeşilden vazgeçiyoruz ki” diyerek çapulcu oldum.
Dilerim bir gün buralarda yaşamaya karar verdiğinde, yaşadığın şehri aratmayacak bir ülke ve şehir bulursun. Canım Aslan’ım, bir tane Aslan Björn’um gelecek bir sonraki nesle layık olacak şekilde şekillensin dilerim.”
Şahsen gelecekle ilgili bu ara pek bir ümitliyim sevgili Feryal. Bu gençler “buradayız ve diyeceklerimiz var” dediler ya…
***
BARCELONA, BARCELONA
Zaman zaman İzmir’e örnek gösterilen Barcelona 1859 yılında yapılan bu plana göre gelişmiş bir kent.
Sonuç bu olmuş… Gaudi’nin Sagrada Famila’sı ortada… Bir not: Gökdelen yok
Barcelona tesadüfen Barcelona olmuş değil…
Ben Barcelona’ya benzemekten falan vazgeçtim. Şu Kültürpark’ı iyi değerlendirelim yeter.
O yeşil alan İzmir için en büyük şans. Bölgesel ve uzun vadeli bir planlamayla Kültürpark’ı kazanacak bir İzmir zaten doğru yola girmiş demektir.
***
ÖNCELİK MESELESİ…
Büyükşehir’in ulaşımdaki öncelikleri, tahminen:
Metro: En önemli ulaşım aracı ama o kadar çok “şansızlık” yaşandı ki!
Otomobiller: Her şey onlar için. Onlar için Fuar’da yer altı otoparkı bile yapıldı, daha ne olsun? Sıra sıra kaldırımlara park edebilirler. Bulvarlarda flaşör yakıp bekleyebilirler. Bazı hallerde iki üç sıra park yapabilirler. Bazı ara sokakları işgal bile edebilirler.
Belediye otobüsleri: Kitle ulaşım araçları olarak öncelikli olmaları doğal… Bazen yolların sahibi gibi davranıp duraklara tam yanaşmadan bekleme yapmalarına da göz yumulacak artık. Olur o kadar. Bir cümle daha yazarsam elitist bir bakışa doğru kaymış olacağım ki bunu istemeyiz.
Yük taşıyan ticariler, çöp arabaları: Günün herhangi bir saatinde mal indirip, çöp alabilirler. Ticari hayatın aksamaması, kirliğin artmaması hatırına ses çıkarılmaz.
Yayalar: Trafik lambaları onların konforuna göre değil araçların keyfine göre ayarlanır. Caddeye taşan dükkanların, kaldırımlardaki araçların, bilumum restoran, kafe masalarının arasından yol bulup yürümek durumundadırlar.
Faytonlar: Bizim gibi avcıya karşı ayıyı tutanlar için faytonlar atlara eziyettir. Turistik bir nesne olarak gündeme bir gelirler, bir giderler. Şu ara yine aramızdalar. Aslında İzmir kayıkları turistler için çok daha anlamlı olur ama kayıklar nerede kim bilir?
Motosikletler: Caddelerde en az yer kaplayan, en ekonomik, en pratik araçlar olsalar da bizim yerel idare pek bayılmaz motorlulara.
Bisikletler: Ya şimdi bu şehrin curcunası içinde bu romantik bisikletçilerle mi uğraşacağız? Kesik kesik de olsa, yer yer işgal altında kalsa da var işte bir parkur. Şükreder insan…
Deniz araçları: Pardon, deniz araçları mı dediniz? Yeni deniz otobüsleri geliyor. Sabredin!
Öncelikler bu sırada tecelli edince kentin trafiği de böyle oluyor. Trafik Şube ile işbirliği nasıl yürümektedir, orada sorunlar var mıdır bilemem. Sadece yüz yirmi yedinci kez iddia ediyorum ki aynı araç sayısı, aynı trafik lambalarıyla İzmir’de daha akıcı, daha bir trafik mümkün.
*******
Paylaş