MUCİZE BEKLERSENİZ, PEK GELMEZ

Haberin Devamı

11 İstanbul uçağında sarı-kırmızı formalılar dikkat çekiyor yine.
Bugün trafik o kadar kötü değil, 13 gibi ofise varıyorum.
Maç heyecanı henüz bünyede kendini göstermiş değil, artık büyüdük galiba.
Piyasalar yatay, hareketsiz.
Sevgili Uluğ Atasoy ki, İzmirli bir Real Madrid taraftarıdır kendisi, facebook’a bir foto koymuş bile.
Saat 18 gibi kardeşimle buluşup Maslak’a yola çıkıyoruz.
İstanbul’a için normal sürede varıyoruz eve, yeğenlerle maç muhabbetine dalıyoruz.
Ece çok heyecanlı, Mekin daha serinkanlı, yenge Selin’in üzümlü kurabiyeleri dayanılmaz.
Saat 20 gibi stattayız, henüz erken, kolayca park edip restorana geçiyoruz.
Döner, açık büfe için oldukça iyi.
Eleriz diyen yok, herkes zevkli bir maç olsa bari diyor.
Fatih Terim’in Mersin maçında yaptıklarına da giriyoruz azıcık, ortak görüş “yakışmadı”.
Şampiyonluk gitmiş olabilir diyenler de var bu arada.
Benim meselem Mesut’u ve Ronaldo’yu canlı izlemek, bir an önce çıksalar keşke.
Saat 21 oldu, stat hala boş, kale arkalarındaki taraftar enerjik, Real hala soyunma odasında.
Benim gibi şunları ısınırken de bir göreyim diyen az, hala büyüyemedim mi ne...
Hakemler çıkıyor, ıslıklar, yıllar geçti hep aynı refleks, hakemi ıslıklamak ne işe yarıyor, biri bir anlatsın.
Sonunda görünüyor 600 milyon euroluk yeşil eşofmanlı adamlar, tribünler de doluyor.
Real’in kadrosu okunurken yine ıslıklar, yıllardır değişmeyen anlamsız bir maç önü ritüeli daha...
Maçın henüz başı, Ronaldo önümüzde dokunuveriyor topa, lanet olsun, maç o anda bitiyor sanki...
Galatasaray’ın erken gol yeme hastalığı.
Maç tipik bir orta saha mücadelesine dönüyor, Mourinho arada bir kenara gelip uyarılar yapıyor.
O arada Borusia Dortmund – Malaga maçı 1-1 oluyor.
Ben Borusia sürpriz yapıp, bu kupayı alsa keşke diyorum, öyle bir futbol modeli kazansın istiyorum.
Devrede millet yine fuayede kahve peşinde, değişen futbol seyircisi profili, değişmeyen tezahürat...
İkinci yarı sıkıcı, Real vaziyeti idare ediyor, Galatasaray, Karabük maçını düşünmeye başlıyor.
O da ne Eboue çakıyor bir tane, ardından Sneijder, ardından Drogba, dakika 72 daha...
Bir anda yoksa “mucize” geliyor mu heyecanı sarıyor tribünleri, Xamax ruhu canlanıyor.
Mourinho’ya bakıyorum, telaşlı değil, ama tedirgin, ne olduğunu anlamaya çalışıyor.
İnsanoğlu bir tuhaf, futbol psikolojinin çok belirleyici olduğu bir oyun.
600 milyon euroluk adamlar paniklemiyor tabii, oyunu tekrar ele alıyorlar.
Ümitler yavaş yavaş azalıyor, aslımıza dönüyoruz, Ronaldo noktayı koyuyor.
Ne hırslı bir oyuncu şu Ronaldo, futbola yeni başlamış gibi hevesli oynuyor, on yıldır böyle...
Dortmund son iki dakikada yakalıyor turu, meğer mucize orayı seçmiş bu gece...
Arena’nın otopark çıkışı yine facia, net planlama hatası, yarım saat sürüyor temiz havaya ulaşmak
Eve vardığımızda hafif bir yorgunluk, “şerefli elenmiş” olmanın verdiği bir iç ferahlığı.
Bakalım Fener ne yapacak.

 

Yazarın Tüm Yazıları