Paylaş
Belli güzelliklerin nostaljik olarak devam etmesi bir hayal olduğundan, bu güzelliklerin sürdürülebilmesi için onlara yeni işlevler kazandırmak gerekiyor. Bugün çocuklarımıza şekersiz içecekler içirmek, tatlılar yapmak isteyen anne babaların sayısı arttı. Öte taraftan kurulan ramazan sofralarında misafirlerine farklı tarifler pişirmek isteyen insanlar da çoğaldı. İşte bu arzuları aklımızın bir yerinde tutarak, saray mutfaklarının ramazanda kurulan sofralarını hayal ettik ama başka bir köşeden de tamamen delicesine uçmak istedik. Sonuçta ortaya ‘uçan hoşaflar’ çıktı. Bu hoşaflar litrelerce yapılıp, sürekli içilecek hoşaflardan değil. Her kaşığı size başka bir şey hatırlatacak; kimi zaman nostalji yaşatacak, kimi zaman yaramazlık yaptıracak, kimi zaman da sağlıklı yaşamla ilgili sizi heveslendirecek. Umarım hoş-ablar hoş-unuza gider; keyifle yudumlayıp su gibi akan günler geçirirsiniz.
Hoşafın yağı kesilmek
Birçok anlam yüklenmiş, hikâyelerle bezenmiş bu deyimi daha önce de duymuşsunuzdur. Bunlardan en güzellerinden bir tanesi de aslen hoş-ab üzerinden nasıl hoş-görüsüzlük yaşanabileceğini anlatır: Yeniçeriler, son dönemlerinde artık hoş-görüleri yitmiş, tabir-i caizse incir çekirdeğini doldurmayan sebeplerle isyan etmeye başlarlar. Bu isyan edişin en önemli göstergelerinden biri de yemeğin yenmemesiyle başlar. Aslen halk arasında da kazan kaldırmak olarak nitelendirdiğimiz bir durum. İşte tam böyle bir zamanda, yemek dağıtan mutfak meydancısı, pilavı dağıttığı kepçeyle hoşafı dağıtır. Eh, pilavın yağından hoşafa bulaşır ve yağ tabii ki üste çıktığından hoşafın yüzeyinde yüzer. Bu yıllarca böyle gider ve herkes bu durumu kanıksar. Sonra ne olduğu muamma... Meydancı mı değişir yoksa yeniçeri ağası mı laf eder bilinmez, kaşıklar ayrılır. Bu sefer tam da olması gerektiği gibi yapılıp sunulan hoşafa yeniçeriler “Malzemeden çaldılar! Hoşafın yağını bile kestiler!” diyerek isyan ederler. Ben bu aralar kendimi her şeye isyan edecek yeniçeriler gibi hissediyorum... Ramazanı da sakinlemek, dinlenmek, içimde katarakt olmaya başlamış hoş görme gözümü küre alarak geçirmek istiyorum. İçinizdeki huzurun, saygının, sevginin, memleketimize bağlılığımızın, insanlığın bizi birleştirdiği bir ramazan dileğiyle...
Klasikten şaşmayanlara
Analı kızlı - kuru kayısılı hoşaf
Her gün, kurusunun içine üçer adet kayısı çekirdeği içi yerleştirin. Kayısı çekirdeği içi bulamazsanız taze badem de yerleştirebilirsiniz, o da çok yakışacaktır. Hazırladığınız kayısıları, arzu ederseniz 10 adet kakuleyi ve 5 çorba kaşığı toz şekeri bir tencerede, 1 litre suyla karıştırın. Yaklaşık 10 dakika kısık ateşte kaynatın. Buz gibi soğuttuktan sonra kişi başı 3 kayısı düşecek şekilde servis yapabilirsiniz.
Rakı ferahlığında bir şerbet
Kuru üzümlü hoşaf
Alkolsüz biradan yola çıkıp “Acaba rakının ferah hissini şerbette nasıl tekrar yaratabilirim?” diye denerken ortaya çıkan bir tarif bu. Anason ve üzümü farklı bir şekilde bir araya getirme fikrinin sonucu diyebiliriz. Ben ne olduğunu söylemeyerek farklı farklı insanlara tattırdım. Hepsindeki ortak tepki, yüzlerinde beliren hafif muzur bir gülümsemeydi. Umarım hoşunuza gider.
100 gram kuru çekirdeksiz sarı üzümü, 1 litre suyu, 4 çorba kaşığı toz şekeri ve 3 adet yıldız anasonu bir tencerede karıştırın ve 10 dakika kısık ateşte kaynatın. Soğuk servis edin. Demlenme sürecinde anason rayihasını iyice bırakacak ve sarı üzümle olan ahengi yüzünüzü gülümsetecek.
Osmanlı sofralarına layık
Kuru erikli hoşaf
Bu tarif bizim atölyeden Zeynep’in favorisi, Osmanlı hoşafına da en derinden göz kırpanı. Bir kere içinde, bugün sadece büyü yapanların Mısır Çarşısı’ndan satın aldıkları, Osmanlı’da karabiber niyetine kullanılan darülfülfül var. Yaprakların verdiği lezzeti de kullanmak adına melisa ile demlenen bir hoşaf. Eriğin şekli ve kalitesi lezzeti çok tetikliyor. Hem tatlı hem ekşi, çiçekli biberli bir lezzet emrinize amade.
12 adet kuru eriği ve 5 çorba kaşığı toz şekeri 1 litre suyla, bir tencerede birleştirin ve yaklaşık 10 dakika kısık ateşte pişirin. Altını kapattığınız anda 2 avuç kuru melisa ve 3 adet darülfülfülü ilave edin. 10 dakika demleyin, böylece baharatlar rayihalarını iyice bırakacaklar. Ardından melisaları hoşafın içinden çıkarın. Kişi başına 3 erik düşecek şekilde soğuk soğuk servis edin.
Sağlığına dikkat edenlere
Taze kirazlı komposto
Şekersiz tatlıları tercih eden, kırmızı meyvenin antioksidan özelliğinden faydalanmak isteyenlere özel bir yaz kompostosu. 300 gram çekirdeksiz kirazı ve 1 litre suyu tencereye alın, yaklaşık 10 dakika kısık ateşte kaynatın. Rengini suya veren kiraz taneleri pembeleşirken su da pembeleşmeye başlayacak. Kompostonuza balı ilave etmeden önce biraz soğuması için bir kenara alın. 43 derece üzerinde bal tüm besleyici değerini kaybediyor, bu yüzden ılıması önemli. İdeal ısıya gelip gelmediğini anlamak için yoğurt mayalarken yaptığımız serçeparmak testini uygulayabilirsiniz. Yoğurttan biraz daha ılık olması gerekiyor, yani serçeparmağınızı rahatça değdirebiliyorsanız uygun ısıya gelmiş demektir. Bu noktada 4 çorba kaşığı balı, rendelediğiniz yarım ceviz büyüklüğünde zencefil parçasının posasını sıkarak elde edeceğiniz 1 tatlı kaşığı zencefil suyunu ilave edin ve soğumaya bırakın.
Paylaş