Paylaş
- 1.5 çay bardağı pirinci yıkayıp, süzün. Bir tencerede 1 litre sıcak suda pirinci suyu çekip, iyice şişene kadar pişirin. 5 tane fındık büyüklüğünde damla sakızı ve 1.5 su bardağı toz şekeri de tencereye ilave edip yarım saat kaynatın.
- İncirleri ve cevizleri hazırlayın. İncirinizin büyüklüğüne göre göz kararı ayarlayabilirsiniz. Ben küçük bardak incirlerinden 6-7 tane kullandım. İncirlerin tepelerini kesin ve sonra ortadan dörde bölün.
- Bir avuç kadar taze ceviz içini suda bekletin ve kabuklarını soyun. Onları da ortadan ikiye bölün, büyük parçaları tekrar ikiye bölüp biraz daha küçültebilirsiniz. Aslında incir ve cevizlerin ne şekil olacağı tamamen sizin zevkinize kalmış. Büyük parçalar ve kıtırtılar mı istiyorsunuz yoksa her lokmada ufak ufak gelen tatlar mı; bu tamamen sizin seçiminiz.
- Kaynayan pirinçli sütü oda sıcaklığına gelene kadar bekletin. İncir tanelerinin görüntüsü ve sütlacın beyazı cam kaplarda sunuma çok yakışıyor. İster cam bardak veya kaseler; isterseniz yaratıcılığınızı biraz zorlayıp güzel ve değişik cam mumluklar, ufak kavanozlar kullanın.
- Birkaç parça ceviz ve incir koyduktan sonra sütlacı dökün, aralara birkaç parça daha ceviz ve incir koyduktan sonra kabın tamamını doldurun. İsterseniz üzerine ufak parça cevizler atabilirsiniz. Dolapta soğuması için beklettikten sonra keyifle kaşıklayabilirsiniz.
Değişim esastır
Gazetede yazı yazmaya başladığım ilk gün kendime bir söz vermiştim.
Doğru bulduğum şeyleri yıllarca devam ettirip sıradanlaştırmayacağım. Artık sayfamı bir meze sofrası gibi düzenlemeye karar verdim.
Küçük küçük, tadımlık; içimde biriken tatları, fikirleri paylaşmak istiyorum.
Arada canım çekecek size tam bir ziyaret çektirmek isteyeceğim. İşte o zaman da bu küçük tabakların hepsini aynı yemeğin parçalarıyla dolduracağım.
İçinde, mevsiminde bir tarifi, bir malzemeyle ilgili küçük bilgi veya hikayeyi, yemek kültürümüze katkıda bulunan bir kitabı veya bir üreticinin ürününü; alışveriş yaparken esnaftan alabileceğimiz bilgileri ve küçük ipuçlarını paylaştığım sayfa düzenimiz var artık. Duygu ve düşüncelerinizi bekliyorum.
YAPRAĞININ BİLE AYIP ÖRTTÜĞÜ MEYVE
Meyvelerin en karizmatiği olan incirin kökeni, anavatanı Anadolu. Anadolu’nun da güneybatısındaki Karya bölgesi, yani İzmir ve Aydın’ı kapsayan bölge. Malum en güzel incirler de bu bölgede yetişiyor halen. İncir sıcağı sever, sıcak görmezse kendini bulamaz kolay kolay. İncir ağacının altında durduğunuzda bir koku yayılır etrafa ya, işte bu 100 yıl ömrü olan incir ağacının yapraklarından yayılan kokunun insanın uykusunu getirdiğine dair bir rivayet var.
Dutgiller familyasından olan incir ağacının erkek ve dişisi aynı ağaçta bulunmuyor ve erkeği dişisi kadar lezzetli olmuyor. O yüzden erkek olanı tozlaşma amacıyla kullanılıyor ve tozlaşma ‘ilek böceği’ denen bir böcek sayesinde gerçekleşiyor. Bu yüzden erkek ve dişi ağaçların bir arada bulunması gerekiyor aksi taktirde döllenme olmuyor. İşte bu durumlar için bir çözüm üretilmiş; içinde böcek bulunan erkek incirleri ipe dizip dişi incir ağacına asıyorlar. Şimdi tam mevsiminde olan inciri sadece meyve niyetine yemenin ötesinde güzel tatlı ve atıştırmalık tarifler yapabilir, kendi imkanlarınızla kurutup kışın da kullanabilirsiniz.
Marifetli Maarif Takvimi
Yaza veda artık, meyve ve sebzelerin tadını çıkartmak gerek
Şeftaliye doymak için son zamanlar
Kırmızı dolmalık biberler salça yapmak için hazır ve nazır
HAFTANIN SÖZÜ
“Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir” diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını? (Şems-i Tebrizi)
BİR NOT
Kaç çeşit sığır biliyorsunuz?
Kendilerini çoğu zaman ‘inek’ olarak adlandırıyoruz ama doğrusu ‘sığır’. Doğru tadı ve ne yediğimizi bilmek adına farklı yaş ve cinsiyetteki hallerini hatırlatmak istedim. Sığırın:
- 6 aylığa kadarına buzağı,
- 6 aylıktan bir yıllığa kadar olan erkeğine dana,
- 6 aylıktan gebelik dönemine kadar dişilerine düve erkeğine boğa, kısırlaştırılmışına tosun, yavrulayan dişiye inek, işe koşulanına öküz denir.
SEPETTEN
Tuz deyip geçmeyin
İnsan şekersiz yaşayabilir ama çoğunluğu sudan oluşan vücudumuz tuzsuz yapamaz. Tuzdan tuza yemeğin, salçanın veya turşunun da tadı çok değişiyor. İşlenmiş tuzlar veya ithal tuzlar yerine biz atölyede değirmenli deniz tuzunu kullanıyoruz.
Paylaş