Paylaş
2014 için yepyeni bir hayalim var: Bu sene sizi daha sık mutfağa sokmak istiyorum. Hazırlaması zor görünen yemekleri daha hızlı, daha kolay ve daha sade şekilde nasıl pişireceksiniz? Gelin bu sene, bu sorulara kafa yoralım
Bu yıl, bu sayfada yenilikler var. Geçtiğimiz üç buçuk yıl boyunca kimi zaman pratik, kimi zaman var olmayan, kimi zaman da kaybolmaya yüz tutmuş tarif ve fikirleri kendimce yorumlamaya çalıştım. Amacım mevcut dünya güzelliklerinden faydalanarak ve keşifler yaparak eğlendiğim tarifler üretmekti. Bu yıl bu sayfada;
Çok daha fazla insanı mutfağa sokan
Mutfağa yeni girenleri zorlayan uzun yolların kestirmelerini gösteren
Yemek yapma matematiğini basitleştiren
Çok rahat bulunabilecek malzemelerle hazırlanan
Dünya mutfağından çok sevdiğimiz örnekleri elimizdekilerle yapabilmeye imkân veren
Yapılması zor görünen, yerel yemeklerin kısa yollarını bulup adım adım ilerleyerek, düğümleri teker teker çözdüğümüz
Telefonla yemek ısmarladığınızda geçen sürede, sipariş verdiğiniz yemeğin aynısını pişirebileceğiniz, üstelik çok daha hesaplı ve güzel görünümlü, kendi elinizin emeği tarifler olacak.
Hayalim, bu yazı dizisini kesip biriktirenlerin, yemek yapmanın bütün prensiplerini kullanarak ve mutfakta her gün en fazla yarım saat geçirerek iki öğünü garantileyebilmesi.
Hayalimi daha da geliştireyim. Bu yıl yemek pişirmeye ısınan çiftlerin altı ay içinde birbirlerine doğum gününde sefertası hediye etmesini isterim. Dışarıda yemektense, nasıl yapıldığını bildikleri hatta kendilerinin de pişirirken yardım ettiği veya bizzat pişirdiği yemekleri bir sonraki öğlene taşısınlar.
Belki çok nostaljik gelebilir ancak yaşama geçmemesi için ben bir sebep görmüyorum. Bu yöntem, aşkı üreterek yeşertmenin en güzel yollarından biri olabilir.
Yemek pişirmenin en sevdiğim tarafı, bir tarifin, onu oluşturan malzemelerden çok daha fazlası olarak hayatımıza geri dönüyor olması. Bunun için bir başlangıç olarak bu yazıyı okuduktan sonra, ertesi sabahki kahvaltıya hazırlayabileceğiniz basit bir tarif veriyorum. Pazar günü keyfi için…
Daha fazla yemek yapmak için çok az şeye ihtiyaç var
Mutfağa girmekten hiç korkmayın. Refika’nın Mutfağı’nda uyguladığımız basit kuralları hatırlayın, yeter.
1-Az malzemeye ihtiyacınız olduğunu bilin!
Yemek yapmak için çok fazla şeye ihtiyacınız yok. Az malzeme mutfakta daha rahat hareket etmeyi sağlayacak.
Keyifli bir şef bıçağı
Küçük de olsa bir kesme tahtası
1 tava
1 küçük, 1 büyük tencere
Tencere ve tavayı kontol etmek için tahta spatula
Karıştırma kapları
Çeşitli baharatlar
El blender’ı yüzlerce yemeği nefis yapmak için size yetecek..
2-Mutfakta kural olarak bildiklerinizi unutun!
‘Neden’ sorusunun değil ‘neden olmasın’ın senesi olsun bu yıl!
Kural olarak gördüğümüz bir çok şey aslında bizi sınırlıyor. Mesela dolmanın illa serçe parmak kalınlığında olması gerekmez. Tepsi büyüklüğünde de dolma yapabilirsiniz.
3-Denemek ve tecrübe etmek için hayata akmaktan korkmayın.
Hepimizin iç sesi var. Kimi zaman susan, kimi zaman fısıldayan. Kimi zaman bastırdığımız; biz bastırınca da hayatın bizi yönlendirmek için gümbürtüler kopardığı... İşte o sese en azından mutfaktayken kulak verin. Hayatınız daha da güzelleşecek.
4-Yemek programlarını izleyin
Birbirinden çok farklı yemek programlarını izleyin. Mümkünse yerlilere de yabancılara da bakın. Yemek yapmanıza gerçekten yardımcı olan, ipuçlarını, püf noktalarını ve teknikleri açıkça anlatan, neyi neden yaptığını özenle izah eden programları seçin (Benim yakında başlayacak programımı da sakın kaçırmayın). Bir diziye ayırdığınız sürede dört yemek programı izleyebilirsiniz. Ne kadar çok şey öğrendiğinize inanamayacaksınız.
5-Mutfağa girmeye en basit ve en sevdiğiniz yiyeceklerle başlayın.
Hiç sıkıntıya, strese girmeyin. Ne seviyorsanız, ne rahat geliyorsa onunla başlayın.
6-Kendinizi rahat bıraktığınızda, en güzel baharat elinizden yemeğe geçen iyi elektrik olacaktır.
Çeri domateslerinin hepsini bir anda nasıl ikiye bölebilirsiniz?
Bazen bir salata hazırlarken ya da davet verirken domatesleri, üzümleri ikiye bölmeniz gerekir. Her biri ile teker teker uğraşmak epey zaman alıyor. Bunun için pratik bir yol önereceğim. Domateslerin tümünü bir tabağa yerleştirin, üzerlerine de bir düz tabak kapatın. Tabağı parmaklarınızla hafifçe bastırırken, domatesleri bıçağınızla aradaki boşluktan kesin. 10-12 domatesi bir anda ortadan kesebilirsiniz. Bu tekniği kuşbaşı yaparken de kullanabilirsiniz.
Bu tarifte, bu mevsimde pek adetim olmasa da domates kullandım. Kimi zaman insan nefsine yeniliyor, domatesi ve onun sululuğunu özlüyor.
Başka bir Pazar kahvaltısı mümkün:
Güveçte ‘başka türlü’ sucuklu yumurta (4 kişilik)
150 gr. sucuk
90 gr. hellim
2 çorba kaşığı zeytinyağı
1 tatlı kaşığı tereyağı
5 çeri domates
1 yumurta
2 dal taze kekik
Taze çekilmiş karabiber
Bu tarif aşina olduğumuz sucuk ve yumurtanın başka türlü bir buluşması. Bu birlikteliğin lezzetli bir tariften insanın aklını başından alan bir hale dönüşmesinin sebepleri var. Birincisi, fırında güveç bir kapta pişen sucuk ve hellimlerin lezzetli yağını kaba bırakması. İkincisi, kabı fırından çıkarıp masaya getirdikten sonra içine bir yumurtayı kırıp karıştırdığınızda, yumurtanın güvecin sıcaklığıyla pişmesi. Bütün tatlar böylece birleşiyor. Tarif bu şekilde içine ekmek banarak, parmaklarınızı da yiyeceğiniz bir yemeğe dönüştüğü gibi, hazırlarken yaşanan merasim ve görüntü de ayrıca etkileyici.
150 gr. sucuğu, 90 gr. hellimi ve 4 çeri domatesi ortadan bölerek ekleyin. “Ama mevsimi değil Refika” derseniz, 3 çorba kaşığı domates püresi de kullanabilirsiniz. Çeri domatesler küçük tat kesecikleri gibi davranıp yemeğe ek su veriyor. Güveçte pişen kabukları ise katmer katmer lezzetleniyor.
Fırına girmeye uygun güveç bir kaba 2 çorba kaşığı zeytinyağı gezdirin ve doğradığınız
malzemeleri yerleştirin. Ardından 1 tatlı kaşığı tereyağını, fındık büyüklüğünde parçalar şeklinde üzerine dağıtın ve 2 dal taze kekik yaprağını ekleyin. Önceden 220 derecede ısıttığınız fırında, yaklaşık 15-20 dakika, sucuklar, hellimler ve domatesler keyiflenene kadar pişirin. Fırından çıkartır çıkartmaz masaya getirin. Güvecin ısısı düşmemesi için altına metal değil ahşap ya da kumaştan bir nihale koyun. Hemen ardından, masada herkes bir aradayken yumurtayı kırıp biraz daha karıştırın. Yumurta bembeyaz olup sertleşmeyecek ancak su halinde de kalmayacak. Kabın bütün lezzetini içine çeken kremamsı bir tadı olacak. Uzun bırakırsanız pişecektir ancak bu sürede zaten çoktan yiyip bitireceksiniz.
Paylaş