“Yukarısı”

- İlle yukarıdan ikaz gelecek.

Yasalar dahil arena isimlerinin değiştirilmesine kadar, herşeyi yukarısı takip edecek, öyle mi?

Aradaki merciler, yetkili daireler veya kurumlar ne iş yapar?

Sonra da “tek adam” diye kıyameti koparıyorlar.

Derler ya hani:

- Şeyh uçmaz... Uçururlar.

İşte öyle bir şey.

***

Aslında bu tek adam efsanesi, tembellerin çok işine gelmiştir.

Bürokrasi zaten nazlıdır. Önüne hangi dosya gelse, “yukarıdan talimat lazım” deyip keser atar.

Elini hiç taşın altına sokmayanlar için, bu tek adam bahanesi fevkalâde olmuştur.

Eh, Kılıçdaroğlu da sabahtan akşama kadar “tek adam - tek adam” diye bağırarak zaten misyonunu ifa etmektedir. En basit bir belediye kararı için bile yukarıdan icazet beklenir mi yahu?

***

Ortada “tek adam” diye bir şey yok, aslında herkes herşeye fransız kaldığı için tek başına bir adam var.

Gündüz vakti yanan sokak lambalarını da o mu söndürsün? Üç beş noktaya mutlaka birer trafik polisi gerekiyorsa, ille o mu koysun?

Not:

Ankara’da komünistler, öbür komünistlerle kavga ettiler.

İşte bu olmadı çocuklar.

Tam iktidara geliyorduk ki aramıza fitne soktular.

Ne yapacağız şimdi?

Bir yüzyıl daha mı bekleyeceğiz?