Paylaş
Ama yetmez.
Bu kadar hayati bir seçimde, Başkan adayları -her zamanki gibi- son dakikaya bırakılmaz. Vakit tamamdır.
Yavaş yavaş hepsi ortaya çıkmalı.
Halkla tanışmalı.
Projelerini anlatmalı.
Böylece, Türkiye’nin gündemine biraz da hizmet unsuru girmeli. Sürekli türban mı konuşacağız?
***
Mesela soruyorum. Sosyal Demokratların hazırlığı nedir? İzmir, Ankara, İstanbul adayları kimdir? Ve öteki iller için nasıl bir strateji düşünülmektedir?
ANAP ne yapacaktır? İyice havlu mu atmıştır?
DP ne âlemdedir? Taze bir başlangıca niyetli midir?
MHP’nin hedefinde neler vardır? vs...
***
Unutmayın.
Muhafazakâr Demokratlar,1994’te patlama yaparak Belediyelere yerleştiler.
İşin önemini anlatmak için size 1994’ün İstanbul adaylarını hatırlatayım. Hepsi de çetinceviz’di. Bedrettin Dalan, İlhan Kesici, Zülfü Livaneli ve Tayyip Erdoğan.
Oylar bölündü ve aradan Tayyip Erdoğan sıyrıldı. Zaten bugünkü iktidarın temelleri de o zaman atıldı. Ne yapacaksınız? Bu bir siyasi yarıştır. Ama hergün şikayet edip de sonra yan gelip yatacaksanız, yarın İzmir’i de kaybedersiniz, Çankaya’yı da... Bana ne. Elle gelen düğün bayram.
Bakın Mustafa Sarıgül’e... 25 bin gönüllüyle şimdiden düğmeye bastı.
***
Bunları niye yazıyorum? Demokrasinin vazgeçilmez unsurları dediğimiz siyasi partiler
(AK Parti hariç) derin bir uykuya dalmışlardır.
Arada bir uyanıp türban falan diyorlar sonra tekrar yatıp uyuyorlar.
Bu olmaz.
Belediyeler birebir hizmet yeridir. Herşey oradan başlar. Bu yarış, bize en iyi başkanları
getirir. Kalkınma budur.
Başbakan:
- Diyarbakır’ı, Batman’ı istiyorum diyor.
Peki, sizin bir isteğiniz yok mu? Diyorum ki vakit tamamdır.
Paylaş