Paylaş
Yüksek hakimlerden öğreniyoruz ki, her dosyaya ayrılan zaman, ortalama 3 dakika.
Yüzbinlerce dava.
Hergün binlercesi daha ekleniyor.
Dilimizden düşürmerdiğimiz laf şudur:
- Yargıda görüşürüz.
***
Mahkemelik olmayan
insan kalmadı.
Siyasetçiler, gazeteciler, şarkıcılar, türkücüler, komşular, kiracılar, şunlar bunlar, herkes birbiriyle davalı.
Aralarında anlaşıp helallaşan kimse yok.
- Yürü mahkemeye.
Buna ne yargıç yetişir,
ne savcı, ne de mübaşir.
Dosyalar, dosyalar...
Ve tabii geç kalan adalet:
- Git, aklan da gel.
Söylemesi kolay.
***
Gören duyan da zanneder ki, hukuka aşık insanlarız.
Bu kadar mahkeme merakı, hukuka inançtan kaynaklanıyorsa, beğenmediğimiz kararlara saygısızlık nerden kaynaklanıyor? Sistem elbetteki düzgün yürümüyor. Bir sürü aksaklık var. Yoksa gol yedi diye kaleciyi hapse tıkarlar mı? Ama durup durup her davada yargıyı suçlamak ne kolay.
***
Tazminat davaları tavan yaptı. Para cezaları, yağmur gibi geliyor.
Nedir bu sahi?
Hakaret etmeden cümle kuramıyor mu insanlar? Ya da paraları mı çok? Cepten mi ödüyorlar acaba? Dürüst insanlar başkalarına ödetir mi yahu? Zaten, dürüst insanlar,
hakarete yeltenir mi?
Bunlar dönüp bir de yargıya hakaret ediyorlar.
Aman ha...
Böylelerinden uzak durun.
Paylaş