Şimdi de bu

Her yıl bugünler aynı konu:
- Taksim Meydanı’nda 1 Mayıs kutlaması.

Haberin Devamı

Valilik “yasak” der, sendikalar ısrar eder, sonunda zavallı polis, işçiyle karşı karşıya kalıp kötü kişi olur.

Bıkmadık mı aynı filmi seyretmekten?

Korku ve heyecan şart mıdır?

Böyle kutlamanın zevki mi olur?

Emek Bayramı, emekçinin ille de burnundan mı gelmelidir?

***

Sevgili okurlar.

Bir tartışma kaç yıl sürer?

Geriye bakıp şöyle bir düşünün.

Türban, YÖK, İrtica, Anayasa, Kürt Sorunu, Terör, Ortadoğu, AB...

Aklınıza ne gelirse...

20 yıldır, 40 yıldır, 50 yıldır tartışıyoruz. Seviyoruz tartışmayı.

Ama sonuç?

Yok.

Ömrümüz laklak’la geçiyor. Demokrasi...

Günde en çok duyduğumuz kelime. Peki mutabık mıyız? Hayır.

Burası Hukuk Devleti... Anladık be birader. Neyi tartışıyoruz?

Laik Cumhuriyet ve onu tehdit eden tehlike... Tamam da 3 bin iş günü ve 3 bin televizyon gecesi geçtiği halde hâlâ konuşuyoruz. Kusmak geldi.

***

Huzurlu, gururlu, güvenli bir 1 Mayıs geçirmek istiyoruz.

- Emek ve alınteri günü.

- Bilek ve yürek günü o.

Aynı zamanda da:

- Sanayi günü.

Türk İşçisine borçlu olduğumuz büyük kalkınma hamlesinin en mutlu günü.

Üzerine ufacık bir gölge düşürmeye kimsenin hakkı yok. Nasıl ve nerede kutlanması gerektiğini 30 yıldır tartışmak, işçiye zaten kafi derecede saygısızlık oldu, yeter.

Yazarın Tüm Yazıları