Paylaş
Demokrasinin doğum günü (1950).
Hakim güvencesi altında yapılan ilk seçim. Gizli oy açık tasnif’e geçiş.
Hangi partinin kazandığı, hangi partinin kaybettiği mühim değil. O gün mühim olan, milli irade’nin çok partili hayatla özgürlükte buluşması. (1946’yı saymıyoruz).
Bir ilk bu.
67 yıldır da devam ediyor bu muhteşem randevu.
Son olarak da 16 Nisan 2017 referandumunu yaşadık.
1 ay geçtiği halde hakim güvencesi’ni tartışıyoruz. Hem de YSK’ya yakıştırılan çirkin sözlerle.
Gizli oy’un ruhunu zedeleyen bir üslupla.
Açık tasnif’in anlamını hiçe sayarak. Ve de sandık müşahitleri’ni yok farz ederek.
67 yılda böyle bir noktaya mı gelecektik?
Biz 14 Mayıs’ın değerini bilseydik onu bayram ilan ederdik, onu her yıl şölenlerle karşılardık. Hakim güvencesi’ni alkışlardık.
Heyhat, bugün 14 Mayıs olduğunu bile hatırlamıyor siyasi partilerimiz.
Ama akılları hâlâ 27 Mayıs’ta.
12 Mart’ta.
12 Eylül’de.
28 Şubat’ta.
15 Temmuz’da.
Halbuki hepsinin panzehiri 14 Mayıs’tır. Onu bize armağan edenler nur içinde yatsınlar. Hepsini saygıyla anıyorum.
İsmet Paşa’dan Celal Bayar’a kadar, hepsini saygıyla...
Paylaş