Paylaş
Saygıyla duyurulur. Zimmetimizde muhafaza ettiğimiz bu ganimetin sahipleri kimlerse, tarafımıza başvurmaları ve mallarını bir an evvel teslim almaları, insaniyet adına rica olunur.
İmza: TSK
Seçime doğru
Günlerdir sandık güvenliğini konuşuyoruz.
Konuşalım ama içimizdeki bu şüphe nedir?
Kimseye güvenmiyoruz.
- Hakim teminatı altındadır ama en başta Yüksek Seçim Kurulu’na güvenmiyoruz.
- İl ve İlçe Seçim Kurulları’na güvenmiyoruz.
- Sandık Görevlileri’ne güvenmiyoruz, Sandık Başkanı’na yani Devlet Memuru’na hiç güvenmiyoruz.
***
Peki ne olacak böyle?
- Partinin Sandık Görevlisi’ne güvenmiyoruz. Kolluk Kuvvetleri’ne güvenmiyoruz. Seçmen’e, yani Vatandaş’a bile güvenmiyoruz. Her an, herkes hile yapabilir, öyle mi?
- Yahu, yapamaz.
- Yapar yapar, sen bu milleti bilmezsin.
- Yahu yapamaz, kaç türlü gözetim var, Mandrake bile gelse fayda etmez.
- Ah ah, sen bu milleti bilmezsin.
***
Bu kadar korkunç bir şüphecilik karşısında şaşırıyoruz ama biraz düşününce de vallahi hak veriyoruz.
Seçim hilelerinin binbir çeşidini vaktiyle yaşamış ya da duyup öğrenmiş olan insanlar, 1946 seçimlerini hâlâ unutamıyor galiba...
Haklılar... Bu işin ustaları var.
O günkü hilebazların bugünkü uzantıları, hiç kül yutmayacağı için, herhalde havadan bile nem kapıyor.
Yoksa bir milleti, bütün kurumlarıyla birlikte bu derece aşağılamak niye?
Bence mazurdurlar.
Paylaş