Paylaş
-?Bu IŞİD militanları, sırf Türk Başkonsolosluğu’nu işgal etmek için girdiler Musul’a.
Yaşasın.
Maksat, Türkiye’nin başına bir iş açmak... En azından Türkiye’nin onurunu kırmak.
***
Soma’da nasıl maden mühendisi kesildiysek, Gökçeada’da nasıl deprem bilginliği tasladıysak, sokak hareketleri’nde nasıl birer sosyolog olduysak, şimdi de Suriye-Irak Hattı’nı çok iyi bilen, bölgeyi çok iyi tanıyan birer allameyiz hepimiz.
Bize “gazeteci” dediklerine bakmayın. Aynı zamanda diplomatız. Aynı zamanda siyasetçiyiz, hukukçuyuz, iktisatçıyız... Herşeyi bilen adamlarız biz.
***
Rehin mi denir, rehine mi?
Bilmem.
Biz tutuklu diyelim.
Öyle ya... Madem IŞİD kendine devlet diyor, mahkeme kararıyla tutuklamıştır belki.
Yok, hayır.
Tutuklu değil, esir diyelim.
Savaş esiri, tamam mı?
Aman Allahım.
Başımıza bir de çuval geçirselerdi, harika olurdu.
***
Vaktiyle arkadaşlarla oturmuş, Balkan?Güreş Şampiyonası’nı seyrediyorduk.
Bulgar?Güreşçi, bizimkini kaldırıp un çuvalı gibi yere yapıştırınca, bir arkadaş “yendik, yendik” diye havalara fırladı. Şaşakaldık.
Aradan kırk yıl geçti.
Baktım...?Aynı arkadaş, Lice olaylarında indirilen Bayrağımızın tadı damağında kalmış olacak ki, Musul Başkonsolosluğu’ndaki Bayrağın akıbeti peşine düşmüştü dün.
Telefonda tebrik ettim.
Çizgisinden hiç sapmamış.
Her neyse.
***
Şimdi “her şeyi bilen” adamlara sormak lâzım: Musul’daki olaylar, buradaki Çözüm Süreci’ne nasıl yansır?
Öngörülerini değil, öndileklerini kimbilir nasıl hararetle anlatacaklardır.
İdeolojiyle falan alakası yok.
Bu bir huy.
Türkçeleri de mükemmel:?İçlerinden biri, televizyonda dün konuşurken Konsolosluk Personeli’ne mürettebat diyordu.
Teba’dan geliyor olmalı.
Biat meselesi.
Paylaş