Paylaş
Bunu duyduğumdan beri kargalarla hep iyi geçinirim.
Sizin de aklınızda bulunsun.
***
Esasen biz, hayvan fıkralarıyla eğitilmiş nesilleriz. Gerçi hayvanlara eziyet eden manyaklar var ama siz yine de hayvan masallarından şaşmayın:
- Bir gün tilki, kargaya dedi ki...
- Bir gün kurtla kuzu yolda karşılaştı.
- Bir gün Nasreddin Hoca eşeğini kaybetti.
Söyleyin bakalım çocuklar, bu hikayeden ne anladınız? Söyleyin bakalım karıncanın ağustos böceğine verdiği cevaptan ne anlam çıkardınız?
Hayvanlar resmen bizi eğitiyor. Galiba da insanlar böyle böyle gelişiyor.
***
Asil atlar vardır. Ama asil insan kalmış mıdır?
Köpekler duyguludur.
Ama bakalım insanların hepsi duygulu mudur?
Kedi haysiyetlidir.
Acaba sahibi de öyle midir?
Köprüden geçene kadar ayı’ya dayı demek acaba nasıl bir mizaçtır? Bana dokunmayan yılan acaba hâlâ yaşıyor mudur? Söyler misiniz eşek sudan gelene kadar dayak yemeye insan nasıl dayanabilir? Tavşana kaç tazıya tut neyin nesidir? Yahu çekirge kaç kere sıçrayabilir?
***
Görüyorsunuz ki müthiş bir eğitimden geçmişiz.
Hayvan fıkralarının içinde en beğendiğimi anlatmaya çalışayım:
Tavşan olmaya çok özenen eşek yavrusu, kulaklarını kesmiş,
sonra da dönüp annesine sormuş:
- Tamam mı? Tavşana benzedim mi?
- Ne gezer evlat? Sen artık eşek bile değilsin.
***
Bunun gibi daha ne fıkralar var ama anlatmayı beceremem ki... Hele bir yalancı çoban serisi vardır, harika.
Bence okullarda, yurtbilgisi derslerinde hayvan fıkralarına yer verilmeli: İyi yurttaş ve iyi insan yetiştirmek için ne güzel bir kaynak...
Hem de eğlendirici.
Paylaş