Hiç benzemiyor

Her kuşak, 68 Kuşağı gibi donanımlı olmaz ki...

Mücadeleci de olmaz.

Marka değil ki bu.

Güçlükten gelen güçlü kuşaklar ise ayrı bir özellik taşırlar... Karıştırmayalım.

*

Son 20 yılda doğan çocuklar, çılgın bir dünyada büyüdüler.

İnternetler, akıllı telefonlar ve bize hayret veren teknolojik gelişmeler, onlara gayet normal geliyor...

Onlar Boğaz’daki üç köprüyü bile ezelden beri hep vardı zannediyor.

Onlar zannediyor ki metrolar ve tüneller bin yıldan beri hep işliyor. Düğmeye basınca karşına e-devlet çıkıyor... Ne yapsın? Dünya hep böyleydi zannediyor.

*

Siyasete gelince...

Onlar, 20 yıldır hep aynı iktidarı görüyorlar, aynı muhalefeti seyrediyorlar.

Onlar fazla politize olmadıkları için galiba işin bu tarafıyla ilgilenmiyorlar.

İdeolojik akımlar da yok şimdi...

Ne komünizm kalmış, ne faşizm... Ne şahlık, ne padişahlık... Yani, onları sürükleyecek değişik bir izm bulunmuyor... Dünya’ya bakıyorlar, kör-topal bir demokrasi var...

Eh, onunla yetiniyorlar işte.

Bütün mesele:

-İş, aş, meslek, kariyer, iyi bir hayat.

*

2 binli yılların kuşağından siyasi ataklar beklemeyin.

Onlar, kutuplaşmada elbet ve mutlaka taraflardan birini tutarlar ama işte o kadar.

Bunu birer mefkûre haline getireceğe hiç benzemiyorlar... Gayet sakindirler... Sandığa gidip oy kullanmaları ne nimet... Bence sessiz çoğunluğun önemli bir bölümüdürler.

Evet siyasi tercihleri seçimi etkileyecektir ama kamu düzeni’ni asla sarsmayacak bir kuşak oldukları muhakkaktır.

*

Yani özetlersek:

Z kuşağı falan gibi yaldızlı laflar ederek, onların sırtına hiç de benimsemedikleri bir bagaj yüklemeyelim.

Farklı siyasi tercihleri olan çocuklar, başkalarının biçtiği meçhul bir bagajı niye birlikte taşısınlar? Herkesin kendi sırt çantası var.