Paylaş
On bin öğretmenin atanmasına çocuklar gibi sevindim... Çoktan beri nihayet iyi bir haber.
.........
Sevgili okuyucular.
Günde 24 saat gerginlik yaşanır mı? Her dakika, bir ihtilaf doğar mı?
Şüphem odur ki, iktidara bağlı bir problem üretme merkezi var.?Sürekli problem üretiyor. Ve kasten üretiyor.
Ne biçim taktikse...
Kimsede sinir bırakmıyor.
***
Dershanesinden tut HSYK’sına, polis tayinlerinden internetine, telekulağından tut fezlekesine kadar, nereye baksan problem...
Bunlar yetmiyor, Gezi Park’ı ve 17 Aralık Operasyonu dipdiri gündemde tutuluyor.
30 Mart ise, referandum havasına dönüştürülüyor.
Ne biçim taktikse.
***
Fakat bir taraftan da meclis aritmetiğindeki fire devam ediyor. AK?Parti, 8-10 iskemlesini birden kaybetmiştir.
Neye güveniyor?
-Bulun 276’yı, beni düşürün.
Şimdilik zor ama vaktiyle Tansu Çiller’e kurulan tuzağı unutmayın.
***
Bir taraftan da çeşitli partilerin seçim bürolarına, taşlı sopalı, molotof kokteylli saldırılar sürüyor.
Kampanyalara bakın.
Ne rakipler belli, ne de müttefikler...?Ne hısımlar belli, ne de hasımlar.
Ve biz bu halimizle seçime gidiyoruz.
***
Ne seçimi?
Referanduma gidiyormuşuz.
Buyrun bakalım.
Yüzde 50 alan kazanacak. 50’den 1 oy eksiği kabul edilmez.
Şimdi tekrar soruyorum: Seçime mi gidiyoruz, Referandum’a mı??İyi düşünün.
Paylaş