Paylaş
Masadakiler, Demirel, Taylan, Cavit Çağlar, Orhan Keçeli, Hulusi Turgut ve Demirel’in doktoru.
Yemek ve sohbet bitince, lokalden çıkarlarken restorandaki bütün masalar ayağa kalkıp Demirel’i alkışlamış.
***
Kıyı Restoran’ın müşteri profilini ve müdavimlerini iyi bilirim.
Vaktiyle Demirel’e oy vermiş olduklarını sanmam...
Malûm, burası İstanbul.
Ama o alkışların başka bir anlamı var.
- Siyasetten çekilmiş eski bir Devlet Adamı’na saygı.
- Hizmetlerine teşekkür.
- Ahde vefa.
Ve daha bir sürü şey...
Tabii dibinde biraz da Eski İstanbul Terbiyesi yatıyor, bravo.
Taylan Bilgel o alkışları anlatırken tüylerim diken diken oldu. Akşam eşime anlattım. Gözleri doldu.
***
Şimdii...
Bir yıl sonrasını düşünüyorum.
Bir yıl sonra bugünler, Deniz Baykal’ı Kıyı Restoranda tahayyül ediyorum. Yanında ailesi, sağlam dostları, arkadaşları...
Ve yemeğin bitiminde, lokalden çıkarken büyük bir alkış... Hem de 1994’ten beri o’na yeterli oy vermeyen İstanbulluların alkışı.
Eminim ki böyle olacak.
Eğer siyasete dönmezse, kesin böyle olacak.
Ama dönerse ne olacak, onu kestiremiyorum.
.........
Esasen, Baykal’ın istifa etmiş bir hali yok. Elinde telefon, kapısında miting, genel merkezde hâlâ boşaltmadığı bir oda, organik bağını kesemediği bir örgüt, kimbilir, yüreğinde hiç aşina olmadığı tuhaf duygular...
Üstelik bir de kurultay.
Kolay değil.
Eğer kafasındaki kırk tilkiyi defedip kovarsa, seneye bugünler onu da Kıyı Restoran’da bekleriz... Aynı masada.
Merak etmesin.
Büyük Usta Yorgo ve Şef Hüseyin, emrine amâde’dir.
Paylaş