Erişti nevbahar

Bir uçurtma gördüm.

“Ey gonca açıl, zevkini sür fasl-ı baharın” diyerek bir Suzidil şarkı takıldı dilime. Fakat ne yazık.
“Baharda bu yıl bir melâl var.”
Hüzün dolu bir Nihavent gibi.
Güzel yurdumda, tarihin en vahşi savaşı hüküm sürüyor.            
En kalleş. En kancık. En kahpe.

***

Bir taraftan da hayat devam ediyor.
-Yeni anayasa derdindeyiz.
-Başkanlık/ Yarı Başkanlık/ Partili Başkanlık kavgasındayız.
-Hararetle fezlekeleri tartışıyoruz.
-AB müzakerelerinin peşindeyiz.
Havlu atmış olsaydık, bunlara kafa yormazdık. Turist ister gelsin ister gelmesin, hiç aldırmazdık. Vizesiz Avrupa yolculuğuyla hiç ilgilenmezdik.

***

Demek ki gördüğüm uçurtma hayal değil.
-Yeşil erik çıkmış.
-Kiraz ne zaman?
Kemani Serkis Efendi’yi dinliyorum.
Öyleyse varım. Ey Ahbarik, bir de Hicaz patlatsana Bimen Şen’den:
-Firkatin aldı bütün neşve-i tâbım bu gece.
Terör korkunç. Ama kimseyi hayattan vazgeçirtemez.
Spor, müzik, siyaset, ekonomi, sağlık, eğitim, çarşı pazar, aşk, kavga tartışma... Dört nala koşuyoruz. Caymak yok.
Dün Nevruz’du.
Yine Suzidil kokuyordu.
“Ey gonca açıl, zevkini sür fasl-ı baharın.”

Not: Ertelenen maç

“Ciddi ihbar” dediler. İhbarın gayrıciddi olanı da var mı acaba? Eğer varsa, ciddi veya gayriciddi olduğu nasıl anlaşılıyor?
Diyelim ki kolayca anlaşılıyor.
E madem ciddi bir ihbardır, o zaman Galatasaray’la Fenerbahçe’yle Devlet ne konuşuyor, niye konuşuyor? “Maçı erteledim” der, olur biter.