Duvar yazısı

“Zulüm 1453’te başladı” diye yazdılar, kimse dert edinmedi.

Fakat Ankara’da kıyamet kopuyor.

Neden?

Bir iki duvara yazmışlar ki:

“Devrim yavaş yavaş geliyor.”

Devrim kelimesini sanki ilk duyuyorlar.

Yahu bu ülkede binlerce çocuğun adı Devrim... Beri tarafta adamın biri şarkı yapıyor, ne o, müzikte devrim... Şiirde devrim, edebiyatta devrim.

Yani, devrimden bol ne var.

Ankara’daki duvar yazısı çok mu mühim:

- Devrim, yavaş yavaş.

Ne var bu kadar gürültü koparacak?

Devrim kötü bir şey mi? Hele inkılap anlamındaysa hoş geldi sefa geldi.

Kaldı ki devrim, öyle kıytırık bir duvar yazısıyla gelmez. Hiç mi devrim görmedik?

Saçma sapan bir şey.

Neyi kastettiği bilinmeyen, basit bir duvar yazısı, günlerdir tartışılıyor. Beri tarafta “devlet seri katil” diyen bir tweet, kimsenin umurunda değil.

Devrimmiş...

Yavaş yavaşmış...

Mansur Yavaş niye bu kadar telaşlandı cellallendi, hele onu hiç anlayamadım.

Bir şeye mi alındı acaba? Yoksa kendini devrimci mi zannetti?

İki “hayret”

Birincisi...

Nasıl oluyor da günü ve saati haftalar öncesinden bilindiği halde, Mersin’de İYİ Parti’nin aday listesi, seçim kuruluna 15 dakika geç iletiliyor? Hem de usta siyasetçi bunlar.

İkincisi...

Nasıl oluyor da 4-2 kazandığı halde Erzurumspor’un hocası “maçı kaybettiğini” zannedip çok üzüldüğünü söylüyor. Hem de Şifo Mehmet gibi bir hoca.

Sahi nasıl oluyor?