Paylaş
60 yıldır hiç değişmedi.
Nezaketi dillere destan Menderes’e bile diktatör dediler. Şarkı uyarlayıp sokaklarda bağırdılar:
“Olur mu böyle olur mu
Kardeş kardeşi vurur mu
Kör olası diktatörler
Bu dünya size kalır mı”
...........
Nasıl ama?
Tam Menderes.
***
Sıra geldi Demirel’e.
- Kimdir o?
- Morison Süleyman.
- Peki Özallar neci?
- Onlar hanedan.
- E mücahit Erbakan?
- Ne mücahidi, Kaddafi’nin askeri.
Buyrun bakalım, her cebinden
bir profesör çıkarabilecek olan Erbakan’a, bu unvanı yakıştırdılar.
Çiller’i ve Mesut Yılmaz’ı
hiç sormayın. İkisinin de burnundan getirdiler.
***
Şimdi durum nedir?
Üç satırla özetleyeyim:
- Saray sosyetesi.
- Damat Bey.
Peki 25 milyon seçmen ne olacak?
- Ne seçmeni, onlar yalaka...
Unutmayın ki daha “Saray’ın Savcıları” ve “Saray’ın Hakimleri” var... Şimdi de Baro düzenlemesiyle “Saray’ın Avukatları” geliyor... YSK’daki hukukçular ise zaten “çete”dir.
***
Siz yıllarca okumuş, dirsek çürütmüşsünüz, mesleğinizde belki yıldız olmuşsunuz ama kıymeti ne? Bir kelimeyle sıfırlıyorlar sizi.
Çünkü kaybedecekleri bir şey yok. Tazminat davası açıp kazansanız bile parayı başkalarına ödetiyorlar. Başkaları dediğim yine millet.
Ne bu?
- Hak, hukuk, adalet.
Turizm
Yunan basını baklayı çıkardı ağzından:
- Türkiye’de can ve
mal güvenliği yok.
Nereden çıktı bu?
Nasıl öğrendiler?
Kimden duydular acaba?
Paylaş