Paylaş
Düşük bir tansiyon.
Mükemmel değilse bile, kör topal yürüyen bir iç barış ortamı.
Uzlaşma Ruhu değilse bile, en azından bir fair-play.
Hiç de fena sayılmaz.
Fakat o ne?
Birdenbire hava bozuldu.
Üslup sertleşti.
Külliye’nin adı yine “kaçak saray” oluverdi. Böylece işaret fişeği atıldı. Centilmenlik
sürecinin bittiği, adeta ilan edildi.
Sebep veya sebepler ne olursa olsun... Yaşadığımız 45 günlük o balayı dönemini çok arayacağız.
Türkiye 50 yıldır öylesine güzel bir siyasi nezaket hiç görmemişti. Fakat heyhat, Türkiye bunu kendine layık görmedi... Döndük yine “nerde kalmıştık” günlerine.
Hayırlı olsun.
Terör odaklarına da müjdeler olsun.
Revizyon
Buna mini revizyon bile denmez. Tek hanelik bir deplasman.
Süleyman Soylu, aldığı her görevi büyük sevda ve başarıyla yürüten, çok çalışkan bir siyasetçi. İçişleri Bakanlığı’nda mutlaka köklü reformlar göreceksiniz.
Dr. Mehmet Müezzinoğlu ise, sosyal güvenliğinizi rahatça emanet edebileceğiniz, tam adaletçi ve tertemiz bir insandır.
İkisine de başarılar diliyorum.
Not: Tayyip Erdoğan G-20 Toplantısı için Çin’e gidiyor. Mümkün değil ama gönül ister ki, orada Obama’ya selam bile vermesin. Fakat ah, ne yazık ki, pazar günü başbaşa randevuları var.
Paylaş