Paylaş
Attığın taş, ürküttüğün kurbağaya değmiyor.
Üstelik soruşturmanın ciddiyeti zedeleniyor.
Demek ki, her zaman baskın değil, bazen de dâvet yöntemi gerekli...
Ve sessizce... Yâni kimseyi teşhir etmeden... Hem de devleti boş yere vakit ve enerji kaybına uğratmadan.
***
Bugün diğer konumuz,
Meclis’te Kürtçe meselesi.
Öyle anlaşılıyor ki, orada Sanskritçe bile konuşulabilir artık.
Ne sakıncası var?
Hiç.
Zaten Kürtçeyi tartışıyor falan değiliz. Üstelik bayılırım Kürtçeye... Yaşasın.
Ama bakar mısınız?
Ne tüzük yapmasını biliyoruz, ne de kanun yapmasını.
İyi yazamadıktan sonra, çıkarttığın kanunu al da başına çal.
Şimdi biz bu halimizle yeni bir Anayasa hazırlayacağız.
Tamam da kime yazdıracağız?
Demek istiyorum ki Kanun Yapıcı’dan daha mühimdir
Kanun Yazıcı.
***
Bugün son notumuz, merhum Turgut Özal’a dair.
Tonton Amca’yı kaybedeli 16 yıl olmuş.
Verdiği hizmetleri saygıyla anıyor, Özal’ı aşacak yeni siyasetçiler bekliyorum.
Paylaş