Bir dizi yanlış

“Arınç’a suikast girişimi” diyerek başladığımız her haberin, zaten kurgusu yanlış.

Bir suikast lâfı var.

Ama:

- İddia mı?

- İhtimal mı?

- Girişim mi?

Belli değil.

Birinci yanlış buradan başlıyor.

* * *

Polisle askeri karşı karşıya getirme gayretlerimiz ayrı bir yanlış... Yıllardır omuz omuza görev yapmış güvenlik güçleri, bugün nasıl rakip olabilir? Rakip de değil, hasım.

Bu mümkün mü?

Bir başka yanlış, suikast iddiası’nın, suikast ihtimali’nin, -hadi diyelim ki- suikast girişimi’nin izlerini kozmik odada aramaktır.

Samanlıkta iğne aramak gibi.

Tek Hakim’e böyle bir yük vurmak, ayrı bir yanlış.

O Hakimi birilerine hedef göstermek, ayrı bir yanlış. Fotoğrafını yayımlamak bile yanlış.

* * *

Yaptığı açıklamalarda Genelkurmay’ın ayrıntılara kadar inmesi, ayrı bir yanlış.

Bülent Arınç’ın bu konuda az konuşuyormuş gibi yapıp aslında sürekli müstehzi davranması ayrı bir yanlış.

Hangi birini saysak?

Allah korusun, bu sahiden bir girişim idiyse, insan hayatıyla ilgili bu derece ciddi bir durumun-muhalefet tarafından- hafife alınması da ayrı bir yanlış.

Başka yanlışlar da var.

Yanlıştan da öte ayıplar var.

Çirkinlikler var.

Tehlikeli oyunlar var.

Yazmıyorum.

Çünkü bir yanlış da ben yapmak istemiyorum.