Paylaş
***
Belki de teknolojiye sitemlerle doluyum.
Önce mektup’u kaybettik.?Sevgiliye mektup, arkadaş’a mektup, anneye babaya, bacı’ya, sıla’ya mektup. Bunlara paydos.
Sonra Bayram Kartları’nı ve Yılbaşı Tebrikleri’ni kaybettik.
Telgraf, yıllar önce sizlere ömür.?Zaten ne dediği de pek anlaşılmıyordu. Öldü yerine oldu yazıyordu... Yahu, PTT?mi kaldı ki??Buyrun, internet sizin olsun.
Ben Postacı’yı özledim.?
Gözüm hâlâ yollarda. Heyhat!..
Kerdi kartı faturalarından gayrı hiçbir şey gelmiyor artık posta’dan.
***
Peki,?İETT’ye ne demeli?
İ... İstanbul.
E... Elektrik.
T... Tünel.
T... Tramvay.
İETT birdenbire hayatımızdan çekildi. Yine de tek vefalısı elektrik’miş. Yılın şu en kısa günlerinde bizi hiç terketmiyor.
Tramvay ise, sessiz sedasız, bir gecede kalkıverdi. Halbuki stat’ın
tam kapısında ne güzel atlardık tramvay’dan, “Asılmayın, depo’ya gider” ne komik bir tabelaydı... Kızları epey güldürürdük.
***
Şimdi biraz da meslektaşlara laf atacağım.
Ne oldu?
Beğeniyor musunuz bayramda çıkarttığınız gazeteleri? Bu kadar baştan savma iş yapacak idiyseniz, geleneksel Bayram Gazetesi’nin niye önünü kestiniz?
Acaba diyorum, dönsek mi o günlere??Hem makinalar dinlensin, hem kafalar, gözler, eller ayaklar... Hatta okuyucular dinlensin. Acaba mümkün mü diyorum.
Hayır, mümkün değil.
- Tiraj ve ilanlar kaçar.
Vay... Sanki şimdi kaçmıyor.
Yapın bir hesap görün.
Ama klasik hesap değil.
Kaçak ve ısrafı da yazın bir kenara.
Paylaş