Ne yazık ki o yok.
- Müziği bırakmış.
Çok üzüldüm...
Hayatı şansızlıklarla, hatta haksızlıklarla geçmiş bu değerli sanatçı, gerçi müziği bıraksa da, müzik onu bırakmaz ama kimbilir nelere üzüldü de böyle bir karar aldı, bilmiyorum.
Kararını değiştirene kadar, plaklarıyla yetineceğim.
***
Neyse ki o ilanda çok sevdiğim sanatçılar var.
Muazzez Ersoy, Ebru Yaşar, Fatih Erkoç, Yeşim Salkım, Fatih Kısaparmak, Ümit Besen, Selami Şahin, Serdar Ortaç, Nükhet Duru... Ve diğerleri.
Marmaris yangını, dünyanın en kalleş, en yalancı, en şerefsiz, en alçak yaratıklarını, bir kere daha tanıttı bize.
Yangını söndürmek için havadan ve karadan seferber olup, canını dişine takan kahramanları görmezliğe gelerek, “Nerede bu devlet” diye soran ahlaksızlar, ormanı kundaklayandan daha büyük canidirler.
***
Nerede bu devlet, öyle mi?
Hangi devlet bu?
Hani şu “katil değil, seri katil” olan devlet mi?
Haydi bakalım, davul zurnayla kutlayın yangını.
Bu bir başlangıçtır.
Suudi Arabistan, Mısır, İsrail, Ermenistan... Ve diğerleri...
Saymakla bitmez.
Bugün artık her devletle konuşabilen, nadir ülkelerden biriyiz. Kaldı ki, Türk’ün dostluğu dünya tarafından gıptayla izleniyor.
Fena mı oluyor?
***
Peki, Veliaht Prens Selman’ın gelişinden niye rahatsızlık duyulur?
Araplar, ya Türkiye’ye yatırım yaparsa?
Nitekim, Katar’dan niye rahatsızlık duyuluyor? Parası olduğu için...
Artık onlar et-tırnak olmuşlardır.
Ayrılamazlar.
Tasada ve kıvançta birdirler.
Beraber ağlar, beraber gülerler.
Patron HDP’dir.
Belki onun çatısı altında birleşirler.
İnşallah.
***
SABAH refikimizin iki yıldız yazarı....
İkisine de tekrar geçmiş olsun...
Güçlü bünyeleriyle ve - özellikle ender mükemmeliyetteki - beyinleriyle, bu badireyi çabuk atlatacaklarına eminim.
***
Çok şükür Barlas, yattığı yerden yazılarını yazıyor...
Hıncal’a da yakında kavuşacağız.
Nazar demeyeyim ama göz’e inanır mısınız?
Ben çok inanırım... Yarım asırdan fazla Türk Fikir Hayatı’na kattıkları kalite, inşallah onlara sağlık, sıhhat ve saadet olarak bir “ikinci bahar” getirecektir.
Yaptığı her konuşmayla partisini rahatsız eden Bülent Arınç, niye ayrılıp da muhalif cepheye katılmaz?
***
Cevap veriyorum:
- Katılmaz, çünkü katılırsa, muhalif seslerden sadece biri olur, yani Babacan’dan farkı kalmaz... Halbuki içeride mevzilenip o güzel Türkçesiyle ortalığı zaman zaman tarumar ederek, çok enteresan bir kişilik sergiliyor.
.........
Özetlersek...
Kendi tabiriyle söyleyeyim:
“Özgül ağırlığını” bize böyle hissettiriyor.
Durup dururken Kemal Bey’in başına gelene bakın:
- Aday olsa da kötü, olmasa da kötü.
- Seçimi kazansa da kötü, kaybetse de kötü.
Çünkü her ahvâlde, CHP Genel Başkanlığı’na veda edecek.
......
Halbuki CHP Genel Başkanlık koltuğu, onun canı ciğeri... Dünyada ondan daha değerli bir mevki yok.
Şimdi nereden çıktı bu Başkan adaylığı?
Hay Allah.
En doğru anket de seçimdir.
Çünkü son karar’dır.
Değiştirilemez.
***
Yani, bütün bu anketler, bütün bu deplasmanlar, bütün bu kararsızlar, mevsimden mevsime renk değiştiren bütün bu gezer-yüzer oylar, sandığın önünde gerçeği söyleyip, altına imza atarlar.
***
Durum bu iken...
Hala anketlere başvurup, 6’lı masadaki her lideri, Tayyip Erdoğan’la yarıştıracaklarmış...Niye? Bakalım, Erdoğan’ın karşısında kim ne kadar oy alacak...