Aday olmak için başvurmadığı yol, çalmadığı kapı, dağıtmadığı boncuk kalmadığı halde, niçin ve hâlâ inanmıyorlar aday olacağına?
Son dakikada "milleti kandırdım" deyip başkasını mı aday gösterecek? Yok artık.
Hiç zannetmem.
***
Kılıçdaroğlu bu kadar gayriciddi bir adam değildir...
Gerçi siyaset ustalığı zannedip verdiği namus sözü'nü bile bazen unuttuğu olmuştur ama cumhurbaşkanlığına giden yolda böyle şaka yapılmaz.
Eğer yapılırsa da buna taktik denmez.
Başka bir şey denir.
Yeter ki o mevkiye kendi iradenizle değil, başkasının iradesiyle geldiğinizi
hiç unutmayın...
Siyaset böyle bir şey.
***
İstisnaları elbet vardır.
Ama genel kuraldan bahsediyorum.
Mesela...
Hatırlar mısınız?
Ne zaman arasam:
- Alo, ben Bay Kemal diyerek telefonu açıp beni önce güldürür...
*
Dün o aradı.
- Sakın otomobil alma dedi birkaç ay bekle.
Zaten öyle bir ihtimal yok ama yine de sıkı sıkı tembih etti.
Epey güldük.
***
Kapalıydı, girip soramadım.
Merhum Cemil Bey, çok beğenilen şarkıların bestekârıdır.
Mesela, hangi şarkı diyelim:
Rast makamında:
"Şebabet gitti de elden, başımdan gitmiyor sevda."
***
Az ötede...
Tanburi Ali Efendi sokağı.
"Kim aday olsun" diye sorduğunuzda cevap hazır:
"Seçilecek biri."
Zaten başka ne olabilir ki?
Seçilmeyecek birini kim aday gösterir?
***
Kılıçdaroğlu, aday olmayı çok arzu ediyor.
Bunu belli de ediyor.
Ayıp değil.
Buna geri çekilmek de değil, aslında normale dönüyor demek lazım: Genel Başkanı'na karşı nazik ve saygılı bir çizgiye geliyor.
En azından akıllı olmaya karar vermiş gibi gözüküyor, bravo.
Kutlarım.
***
Lakin onun içindeki ateş, kolay sönmez. Her tarafı fıkır fıkır bir siyasetçi... İhtiras demeyeyim ama hırslı bir yapısı var.
Bence taktik uyguluyor.
Hamlelerini uygun bir zaman'a saklıyor.
Yani kamuoyunun da onaylayacağı bir zamana.
Ve sonunda, İstanbul’da, Dolmabahçe’den dünyaya yükselen bir müjde...
Bütün ülkelerin heyecanla takip ettiği bir İmza Töreni.
*
Bu başarı, Türkiye’ye aittir.
Bu teşekkürler hep Türkiye’yedir.
Bu alkışlar her Türk’ü mutlu etmiştir...
Lakin Türkiye karşıtı Türkler kanadında çıt yok.
Zavallılar.
"Güvenilir ve objektif" olarak tanınan birkaç araştırma şirketini elbet tenzih ederim ama öyle firmalar var ki, taraf tutmak'la itham ediliyor.
Kimi iktidar tarafı, kimi de muhalefet tarafı.
Fena bir şey bu.
Kariyerleri sarsılıyor.
***
Mümkün olsa da, bari format değiştirseler.
Tıpkı seçim sandığı gibi...
Gizli oy / açık tasnif.