Bu ne demek?
Tercüme edeyim:
***
Senin aday olma hakkın yok. Sen, hür fikri ve vicdanı olmayan, seçme seçilme yeterliliğinden mahrum, ehliyetsiz, liyakatsız, iradesiz, zavallı bir adamsın... “Çekil, oyları bölüyorsun.”
***
Senin özgürlüğün de yok.
Bir siyasi tercihte bulunamazsın. Değil aday olmak, oy kullanmak için dahi tek başına karar veremezsin... Sen kimden izin aldın da ortalara döküldün? Haddini bil... Oyları bölüyorsun, çekil.
***
Kulağımla duydum.
Aynen aktarıyorum:
“Sadullah Ergin’i aday gösterenler, Çankaya Halkı’na hakaret etmek istedilerse bana ne yahu... 14 Mayıs’a kadar isterlerse her gün hakaret etsinler.”
Biraz sessizlikten sonra da:
- Beter olsunlar (Kime dediyse).
*
Bir diğeri (Aynen):
“Şehit Ailesi’ne küfreden adamı Kocaeli’nden aday gösterenlere sakın
Siz zannediyor musunuz ki, bütün Saadet Partililer, hiçbir fire vermeden tıpış tıpış gidip 6’lı masanın adayı Kemal Bey’e oy atacaklar?..
Zannediyor musunuz ki, ittifaka girdi diye bütün Refah’çılar ve Erbakan’cılar hiç fire vermeden Erdoğan’a oy verecekler?
Siz bütün hesaplarınızı böyle yapıyorsanız çok aldanırsınız.
***
HDP için ne diyorlar:
- 6 buçuk milyon oyu var.
Ziyade olsun.
Belki şimdi 7 milyona bile varmıştır.
Biz cambaza bakar gibi Sadullah Ergin’e dalmış giderken, bölücüler müthiş bir hazırlık içindeler, uyumayalım... Zaten başarırlarsa ne Sadullah Bey kalır, ne Meclis, ne de Çankaya.
Ey millet!..
Bu son darbe’yi oylarınla önleyeceksin... Siyasi tercihin ne olursa olsun, hangi partiyi tutarsan tut ama şimdi her şeyi bir kenara bırakıp Bayrak Cephesi’ne katıl... Tek yürek, tek bilek..
Gündem
Dönelim günlük yazıya.
Seçim kampanyaları devam ediyor.
Fakat ne tuhaf.
Ankara ve İstanbul Belediye Başkanları, patronlarının yanında birer konu mankeni gibi duran koruma memurlarına benziyorlar... Özgürlüklerine 14 Mayıs’ta kavuşurlar inşallah.
- PKK da kim oluyormuş, Kandil’i başlarına yıkarız.
Sen yıkarsın Mansur Bey.
Biliyoruz. Sen yaparsın.
Lakin sen sus.
- Patronların konuşsun.
Onlar ne diyorlar bakalım?
Yoksa kendilerinin diyemediğini sana mı söyletiyorlar?
***
Kılıçdaroğlu, milletin hassasiyeti karşısında bu kadar duyarsız, bu kadar fütursuz, bu kadar saygısız kalamaz. Beyefendi adamdır.
Sadullah Ergin’in adaylığı konusunda, benim söyleyeceğim laf, bundan ibaret.
***
Peki, bu nedir?
Sadullah Ergin, CHP’nin uzaktan kumandasıyla deva bulup meclise nasıl girebilir?
Siz çocuk mu kandırıyorsunuz?
Kılıçdaroğlu’na rağmen bu mümkün değil.
Öyleyse?
Alâkası yok.
Hiç benzemiyorlar.
Ama zorlarsanız, şöyle bir benzerlik bulabilirsiniz.
Cem Uzan, 4 partiyi birden barajın altına itmiş, liderlerinin siyasi hayatlarına darbe indirmiştir.
Şimdi Muharrem İnce de, bir çok siyasetçiyi jübile yapmaya mecbur edecek galiba...
Kazansa da edecek kaybetse de.
Edecek.
**
Saymazgiller daha ne yapsınlar? Çok çalıştılar.
Fakat, kabiliyet olmadığı için:
- Dağ fare bile doğuramadı.
- Dağ yandı bitti kül oldu.
İttifakın seçimde uğrayacağı bir mağlubiyet, artık mahcubiyet’ten daha ağır olamaz. Doktor ne yersen ye dedi.
*
Başka bir not:
Ülkücü-Milliyetçiler tam 5 partiye dağılmış durumdalar.