“HDP’ye ne söz verildi” diye endişe ediyorsunuz.
- PKK’ya avans mı?
- Bölgeye özerklik mi?
- Kayyum sistemine paydos mu?
- Mahkumlara af mı?
- KHK’lılara tahliye mi?
.........
Ve daha bir sürü şey.
Bunlar hep aynı torbanın içindeki oyları paylaşacaklar. Genç seçmenler dışında, gökten zembille inecek olan “başka oy” yok...
Bütün sermaye bu.
***
Diyelim ki 50 puanları var.
Puan dediğim yani, “Erdoğan’a hayır” cephesi.
Tamam işte.
50 puan diyelim.
İsterse 60 olsun.
Kapanmış gitmiş bir türban tartışmasını Kılıçdaroğlu tekrar gündeme getirmekle kalmadı,
son olarak mezhep meselesini de
kaşımak istedi ama ikisi de ters tepti. İkisinden de zararlı çıktı.
Ona hep söyleriz: Sen bu
“inanç dünyası” üzerinden
sakın siyaset yapma deriz. Çünkü komik duruma düşeceğini biliriz.
Ama o dinlemez. Yapar.
Ve hüsrana uğrar.
O yoksa çabuk tökezlersiniz.
***
Bugünkü bakanlara bakınız, içlerinde sevmedikleriniz varsa bile, çalışkanlıklarına bir itirazınız var mı? Deprem Bölgesi’nden hiç ayrılmıyorlar “Bu acılar dinmeden bize uyku haram” diyerek gece
gündüz çalışıyorlar. Tek tek sayamam ama mesela İçişleri Bakanı’na
bir bakar mısınız? Evine kimbilir
kaç günde bir uğrayabiliyor? Nerede bir felaket varsa Soylu orada... Yangında, selde, depremde, terörde, çoğu zaman dağbaşında... İnsanüstü bir performans.
***
Partiler ne alemde?
Dün İstanbul’a baktım.
Eh kısmen boşalmış, geride makul bir nüfus kalmıştı.
Keşke bu ölçüyü hep muhafaza edebilseydik.
Ne gezer?
Bundan 30 yıl evvel İstanbul’a acaba vize mi koysak diyecek gibi oldular, kıyamet koptu:
- Vay, seyahat özgürlüğüne darbe ha...
Ama şimdi bakıyorum, vize yine gündemde.
Biraz cesaret, haydi.
Ardından mutlu 23 Nisan’lar.
Sonra, parlak 14 Mayıs’lar, hayırlı seçimler.
Ve de artık:
- Dürüst yıllar, dürüst yıllar.
......
Bu temennilerden sonra, günlük yazımıza başlayabiliriz.
*
Duydunuz mu?
Bugün Karadeniz’in doğalgazı evlerde hayat buluyor. Haydi hayırlısı.
İstemezükçülerden biri demişti ki:
- Bu çalışmalar, bu sondajlar, bu gemiler, bu tesisler... Hepsi hayal, hepsi yalan, hepsi tiyatro... Yok böyle bir gaz.
......
İşte o zatı bugün evinden alıp Karadeniz’deki tesislere götürmeli, sondaj gemilerini gezdirmeli, sonra da bayramlık bir paket “hayali gaz” hediye edip yollamalı... Eşantiyon.
*
Bu arkadaş dahil, bunlar, TOGG otomobile de inanmadılar.
Otomobilleri gizlice İtalya’da yaptırıp, deniz yoluyla getirdiğimizi ve böylece göz boyadığımızı iddia ettiler.
Meclis açıldığında, meğer oraya kimleri doldurduğunuzu ve hele oradan kimleri dışladığınızı görünce, şaşırıp kalacaksınız, belki de utanacaksınız. Ama iş işten geçmiş olacak. Kuvai Milliye Ruhu sahiden yaşıyor mu? Bir yemin eder misiniz?
***
Hanımefendi...
“Masanın sağında solunda, önünde arkasında, altında üstünde, ucunda kenarında HDP yok” öyle mi? Keşke olsaydı... Bari onların ne istediklerini biliyorduk. Bizi hiç kandırmadılar... Hiç esrarengiz tarafları yoktu...
Ben meçhul’den çok korkarım. (Siz anladınız ne dediğimi...)
***
Vay Babacan...