Dediler ki:
- Abdullah Gül milletvekili oluyor.
*
Çok sevindim.
15 yıl evvel onun Cumhurbaşkanlığı’na itiraz edenlerin, şimdi bir şeref konuğu olarak sayın Gül’e milletvekilliği önermesi hoşuma gitti.
- Kabul etmiş mi diye sordum.
- Etmiş etmiş.
*
İstifalar, isyanlar, hatta ihanet derecesinde ifşaatlar...
Neler göreceksiniz.
***
Bu seçim süreci, birçokları için siyasi ahlak sınavı olmuştur.
En önde dönekler ve ödlekler... Yanı sıra, iki günde karar değiştiren, hatta karakter değiştiren fırıldaklar... İttifak kültürünü at pazarlığına dönüştüren sahtekârlar...
Neler neler.
Maşallah.
Hepsi de demokrasi şampiyonu.
- Gel bakalım Muharrem.
Bir de şu vardı sahi:
- Adam kazandı, İsmail.
***
Bu seçimde ise -şimdilik-
en popüler cümle:
- Hoş geldin, güle güle. (Ne ayıp)
***
Bir oraya gidiyor, bir buraya.
Oynak merkez bile şaşkın durumda.
***
Mahalle baskısı denen nesne, mahalleyi çoktan geçmiş yurt çapında yayılmıştır.
Milli irade, önce bu markajdan ve ipotekten kurtulmak için mücadele veriyor.
***
Milli irade şöyle dursun.
Rehin alınan odaklar ve kişiler, her şeyden önce, hatta seçimden bile önce, kendi bağımsızlığına, kendi şahsi özgürlüğüne, kendi şahsi fikrine ve kendi siyasi tercihine kavuşma derdine düşmüştür.
İnsanlara, siyasi tercihlerini ve inançlarını değiştirmeleri için yapılan baskılar, demokrasinin hiçbir türüyle bağdaşmıyor...
***
Partilerde heyecanlı taraftarlar vardır. Zaman zaman ölçüyü kaçırırlar... Tıpkı holiganlar gibi.
Haydi onları mazur görelim.
Ama aktif politikada rol alan... Ülkenin meselelerine kafa yormakla yükümlü... Üstelik tahsil terbiye almış, koskoca siyasetçilere ne demeli?
Bunlardan biri çıkmış diyor ki:
- Kitlelerden hesap soracağız.
Kitlelerden... Öyle mi?
- Yahu Kemal abi, oylarımı bölme, çekil adaylıktan.
Kim yadırgayabilir?
***
Siyasi yelpazedeki mücadele, öyle bir acayip noktaya gelmiş ki,
artık herkesin gözü dönmüş... Aynı
kampta olan partiler bile birbirlerinden oy tırtıklıyor... Kimle kim hısım, kimle kim hasım, hiç belli değil.
***
İYİ Parti, masanın içinde mi dışında mı, o bile belli değil.
Erdoğan’ınkini gördük.
Eh, şimdi de Kılıçdaroğlu’nun diplomasını görmek isteriz.
İsteriz... İsteriz...
*
Maksat mızıkçılık olsun.
Hatta daha da ileri gideriz.
Yasa madem ki 40 yaş üstü diye şart koşuyor, onun da belgesini görmek isteriz.
Zira Kılıçdaroğlu hiç de
Milliyetçi Cephe (MC) kuruldu.
- Demirel’in Adalet Partisi.
- Erbakan’ın Milli
Selamet Partisi.
- Türkeş’in Milliyetçi Hareket Partisi.
- Feyizoğlu’nun Güven Partisi.
(Feyizoğlu daha sonra ayrıldı.)
***