Bu yıl 9’u ikiye katlayıp, tatili 17 güne çıkardık.
Kurban Bayramı’na Allah Kerim.
*
Aman, otoyollara dikkat diyorduk yıllarca... Trafik Canavarı’na dikkat.
Ne değişti?
Şimdi tehlikenin sadece cinsi değişti. Aman koronavirüs’e dikkat diyoruz, o kadar.
Yani nereden baksanız, işin özü kurallara riayet.
*
Fakat ona bile toz kondurmayıp, birbirini suçlayan, birbirini sorumlu tutan kurumlar, hepimizin bir ayıbı olarak pandemiye damgasını vurdu.
***
Her şeye eyvallah da... Ama hiçbir kural dinlemeyip, bulaşı üçe dörde katlayan ve işte bugünkü sert kısıtlamalara sebebiyet veren sorumsuzlar güruhu yok mu?..
Onlara dayanamıyorum.
***
Şimdi de kısıtlamaları eleştiriyorlar.
- Yahu kısıtlama size ne yazar?
Ama aynı laikçiler, gönüllerince tatil yapamayacakları için çok üzgünler. Salgın da neymiş!
...........
Yobaz’ın sağcısı solcusu olur mu? Nitekim Ramazan Bayramı’na kasten yasak getirildiğini düşünen dinciler de var.
(Dindar demedim, dinci dedim.)
***
İşte bizim kutuplaşmalarımız her konuda böyle. Erdoğan karşıtları Joe Biden’ı şimdi nasıl alkışlıyorlarsa, Erdoğan’ı destekleyenler de Biden’a öyle ateş püskürüyorlar. Soykırım iddialarının önüne arkasına, belgesine bulgusuna bakan yok.
***
Sırf bu iktidara duyduğu nefret yüzünden
Yakalamışken, bu çizgiyi bırakmayalım.
Unutmayın... Bir bayram feda edersek, on bayram kazanırız. Aksi halde hepsini kaybetmek de var (Allah korusun).
Van ve Muş
Diyarbakır Anneleri’nden gayrı Şırnak, Muş ve Van Anneleri de Evlat Nöbeti’nde büyük mesafe aldılar.
Kimi 600 gün, kimi 100 gün, kimi 70 gün, 80 gün...
Takvim yapraklarını niye sayıyoruz?
Annelerin Zaferi’ne kaç gün kaldı diye.
Gözden kaçmasın
Bütün bu nefret cephesini, Başkan Biden temsil etti.
Anlaşılmayacak tarafı yok. Gelmiş geçmiş başkanlardan birinin Tanrı Başkan olarak mutlaka tarihe geçmesi lazımdı.
İşte öyle birini buldular.
*
Buldukları zat, zaten dünden hazırdı.
Soykırım’dan öte bakın ne dedi:
- Aman tekrarı olmasın.
Ne demek?
Zavallı dünya... Her yıl, ağzı iki karıfl açık olarak Beyaz Saray’dan gelecek sesi bekler durur.
Nedir? Soykırım.
- Dedi mi demedi mi?
Ay çok heyecanlıyım, diyecek mi, demeyecek mi?
***
Zannedersiniz ki Beyaz Saray’da dünya tarihçilerinden oluşan bir komite var.
Zannedersiniz ki Beyaz Saray’da dünya hukukçularından oluşan saygın bir adalet divanı var.
İmamoğlu, hiçbir makama talip olmamış, hep ona makam önermişler.
İşte mesela İlçe Başkanlığı, İlçe Belediye Başkanlığı, Büyükşehir Belediye Başkanlığı gibi... Ona hep bu tür önerilerle gelmişler.
Eh, ne yapsın?
O da ısrarlara dayanamayıp hep kabul etmiş...
Herhalde öyle ki, şu anda İBB Başkanı olarak 16 milyon kişiyle her sabah kucaklaşmaktadır.
***
Peki ama bu sefer Cumhurbaşkanlığı söz konusu.
Hayır...
Allah Allah...
23 Nisan günü, Menderes’in sonu’nu konuşmak.
Bu da mı olacaktı?
......
23 Nisan günü 104 Emekli Amiral’in bildirisini mi konuşacaktık, yazacaktık?
Başımıza gelmeyen bir bu mu kalmıştı?
*