Bir ülkeyi kimin yöneteceğini elbet sandık tayin eder. Ama nasıl yöneteceğini kurallar söyler. Yasalar söyler. Bazen teamüller bile söyler... Zaten hepsine birden sistem diyoruz. Ama sistem orada dururken, üstüne bir başka sistem yamamak, çok ülkenin
başına çok dertler açmıştır.
***
Bizde CHP sağa kaymıyor. Karıştırmayın. Başka bir yolu seçmiştir. Sağcıları partiye dolduruyor.
O da bir yol.
Sağa kaymak, zahmetli iş. Türlü handikapları var. Halbuki parti içinde sağ bir platform oluşturmak, yabancı futbolcu transferi gibidir. Baktın ki faydası yok, biletini keser yollarsın.
Yeni bir rüzgar
Batı’nın palyaçosu Yunanistan’a kötü bir haberimiz var:
- İnsanlar elleri arkada yürüseler saygısızlık mı?
Hayır, değil. Lakin... Benim de aklıma şunu sormak geliyor:
- Belediye Başkanı türbede tek başına mı yürür? Sağında solunda, önünde arkasında, hiçbir refakatçi olmaz mı?
Ve devamla:
- Başkan’ın fotoğrafı sırf arkadan mı çekilir? Yani, sırf ellerinin arkada olduğunu göstermek için... Öyle mi?
Bir deli saçması da benden gelsin istedim. Başka sorum yok:
- Eller yukarı.
Kaynak
Onca zahmet, onca emek, hiçbir şey ifade etmiyor mu?
Bir eline sağlık da mı denmez? Beğen veya beğenme, bu mudur insana değer? Emeğe saygı?
............
En tuhafı da, bu anayasayı gündemi değiştirmek için ortaya atılmış bir malzeme
olarak aşağıladılar.
Bu çok ayıp.
Türkiye’de gündemi değiştirmek için, malzemeye ihtiyaç mı var? Kılıçdaroğlu tek başına zaten malzeme değil mi?
(Not: Bir anayasa da sen yap görelim. Yapamıyorsan HDP’ye sipariş ver.)
- Aday mısınız?
Kılıçdaroğlu da her seferinde münasip bir lisanla konuyu kapattı. Şimdi son olarak klişe bir cümle hazırlamış, kim sorsa aynı cevabı veriyor: (Mealen)
- İttifak’tan böyle bir karar çıkarsa kaçamayız.
***
Çıkmaz çıkmaz.
Öyle bir karar çıkmaz.
Çıkmaması için de zaten bütün şartlar şimdiden hazır... Esasen öbür liderler de istemezler Kılıçdaroğlu’nun çatı adaylığını... Peşinen mağlubiyeti niye kabul etsinler.
Geriye hangi ihtimal kalıyor:
Ağzına geleni söyledi:
- Türkiye’de demokrasi askıya alınmıştır.
- Anayasa askıya alınmıştır.
- Hak ve özgürlükler askıya alınmıştır. Bunu bütün dünya duysun.
..........
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün “kayıt yasağı”yla ilgili son genelgesine kızmış, anladık ama eleştirilerini sayıp döküp takipçisi de olmak varken, niye bu kadar ağır konuşmuş, niye “bütün dünya bunu duysun” diye bağırmış, anlayamadım.
***
Gerçi arada bir
Bazı senatörler, bazı kalantor YPG ve PKK yandaşlarını ABD’ye getirmek için özel vize önermişler... Böyle enteresan öneriler hep senatörlerden geliyor.
PKK desen, Washington’a çoktan kapağı attı. Artık onun da aleni bir lobisi var. (Türkiye’dekiler gibi gizli kapaklı değil.)
*
Buna çok memnun oldum.
Demek ki terör, okyanus ötesi bir kariyer sahibi oluyor.
Dolayısıyla da legalize oluyor.
Öyleyse?
Meksika Sınırı’nda inşallah
Dünyadaki Ermenileri toplasan, Ermenistan nüfusu dahil, hepsi topu topu 5 milyon Ermeni eder.
5 milyon nedir ki?
Dünya üzerinde yüz milyonlarca Türk var.
Demek ki mesele, sayısal ağırlık değil.
Değil.
***
Peki, mesele siyasal ağırlık mı?
Bence o da değil.
Joe Biden’a, soykırımla ilgili gereken cevap, bir kere verilirdi, yeterdi. Gülle gibi ağır lafları her gece her vesileyle televizyonlarda tekrarlamak, bence meseleye hafiflik getirebilir.
- Tıpkı Amerikalıların getirdiği gibi.
***
Amerikalılar bu meseleyi zaten hafifletmişlerdir.
Her yıl aynı tarihte, “söylesem mi söylemesem mi” diye papatya falı açtıkları bir konu, ciddiyetini nasıl muhafaza eder? Hele yıllarca yok sayılan bir nesne, bu yıl birdenbire nasıl var olur? 14 Haziran’daki NATO Zirvesi’nde bunu Joe Biden’a sorsak bile kime ne fayda getirir?
***
Dünyada artık devlet adamı yetişmiyor deyince yadırgıyorsunuz.
Siz söyleyin.