- İki bakanlık istemişsiniz doğru mu?
Doğru der mi?
Bin dereden su getiriyor.
...............
Öbür adam da öyle:
- İki bakanlık verecekmişsiniz doğru mu?
Yeni duymuş gibi hayretle karşılıyor:
- Kim taahhüt etmiş?
Yüzde 30’un altına inmiş olsa dahi birinci parti kim olur?
Anketçiler bunu bilir.
- Başbakan kim olur?
Buyurun bakalım.
***
O sistemde birinci tur, ikinci tur diye bir fley yok. İpi göğüsleyen, iktidara geliyor.
Aritmetik yetiyorsa tek başına iktidar...
Yetmiyorsa
Çıksa çıksa...
“Katil değil, seri katil” diye bir anlam çıkar ki, onun da patenti zaten başkasına aitti.
Yani bizim kız, sadece kopya çekmiş sayılır.
Hepsi bu.
***
Kılıçdaroğlu 142 bin lira daha tazminat ödüyor. Şimdiye kadar ödedikleriyle birlikte hepsi kaç etti bilmiyorum ama başkalarının parasıyla tazminat ödemek caiz midir bunu Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu’na soraca€ım.
***
“Elinin hamuruyla...”
Kolay değildir.
Zaman zaman kabuğundan çıkıp başka mahallelerde boy göstermesi, cesur arayışlar olarak nitelendirilebilir.
Kişiliğine not verecek olursak...
Çalışkan bir siyasetçi.
Elhak... Devlet terbiyesi almış, dürüst ve namuslu bir adam.
*
CHP’ye verdiği bir ivme yok mu?
Var.
En ağır lafı, bakalım kim söyleyecek ve kime söyleyecek diye merakla bekliyorduk.
Alkışlar...
Rekoru Akşener kırdı.
Bu kadarını Kılıçdaroğlu’ndan bile duymamıştık.
Ne hissettim?
Siyasetçilerin öyle lafları vardır ki, dinlerken, insanı ya kızdırır, ya güldürür, ya düşündürür... Mutlaka bir etki bırakır...
Bazen ümit ve moral verir, bazen yeni çağrışımlar getirir, ufukları açar, bazen de kâbus gibi çöker.
***
Bir tarafta onun getirdiği ekonomik sıkıntılar.
Öbür tarafta kalleş dünya.
Kaypak diplomasi ve savaş rüzgarları.
Hepsi...
Ama hepsi bir yana.
Çünkü hepsi vız gelir.
- Benim Atatürk’üm var.
- Laik Cumhuriyet’im var.
- Bir 17 gün daha kapanalım.
Beni linç ederler.
Onun için böyle bir şey diyemem.
Deme hakkım olduğu halde diyemem.
Ama zannederim kapanmak- açılmak - normalleşmek konusunda Türk toplumu, belli bir olgunluğa ve bilince ulaşmıştır. Kimsenin telkin ve tavsiyesine, kimsenin emir ve talimatına artık gerek yoktur.
Hatta bu konuda yazı yazmak bile artık gülünç olmuştur.
Hal böyleyken
İstanbul’un en işlek yolları bakım ve onarıma muhtaçtı ya...
Doğruymuş meğer.
Hem de Propaganda Nazırı’yla birlikte yaşıyor.
Aday m’aday
Kılıçdaroğlu aday olmayı hiç istemiyordu. Ağır eleştirilere rağmen kaytarmasını bildi, 2014 ve 2018 seçimlerinden uzak durdu.
Şimdi birdenbire ne olduysa, ilk defa bir aday olma arzusu taşıyor. Hem de heyecanlı bir biçimde.
Hayrola?
Ne değişti?
Onu heveslendiren yeni bir durum mu var?