5 gün kala

En hafif laf: Alçak.

Cevabı: Şerefsiz.
İşte yarın öbür gün, bu alçakla bu şerefsizin koalisyon kurma ihtimali var.
Şerefsizle anlaşma sağlanamazsa katil’le sağlanır...
Yani boş yok.

***

Kelime dağarcığımız zenginleşiyor.
Eşref-i mahlûkat ile esfel-i safilin son kazanımlarımız oldu.
Hele bir de sehven var ki, kerhen’den bile yaman çıktı.
Ben de serahaten soruyorum şimdi Davutoğlu’na:
-Esfel -i safilini keşfedebildiniz mi?
Yoksa istikşafi görüşmelere kaldığınız yerden devam mı?

***

Ekonomi lugatına gelince...
Vaat’le taahhüt birbirine karışmıştır.
Emeklinin ve işçinin sırtından kampanya ne güzel şey... Hangisiydi unuttum, partilerden biri Mecidiyeköy Meydanı’na afiş asmış. Galiba BTP:
-Asgari ücret 5 bin lira.
Niye 10 bin değil?
Nedir bu cimrilik?

***

Kılıçdaroğlu’na bravo.
Elindeki bütün barutları kullandı bu sefer.
Ecevit’e bile DSP’den fazla sarıldı.
“Ne ezilen ne ezen, insanca, hakça bir düzen”
Ecevit’in lafı bu:
Kılıçdaroğlu gittiği her meydanda bunu söyleyerek, Masum Türker’den adeta rol çaldı.
Ne yapalım.
Toprak işleyenin / su kullananın.

***

Fakat Kılıçdaroğlu “1 Kasım’da cumhuriyet oylanıyor” demeseydi keşke.
Bu ülkede cumhuriyetçiler, CHP’ye oy verenlerden ibaret mi? Yani en fazla yüzde 30 mu?
İtiraz ediyorum ve izniyle düzeltiyorum:
-Cumhuriyet değil, seçime Cumhuriyet Halk Partisi giriyor.