Paylaş
Müşteriler yemeğe, restorana, meyhaneye gitmeye devam edecek mi? Hangi önlemler müşterilere güven sağlayarak bizi bu durağan dönemden çıkartacak? Yeni nesil restoranlar mı geliyor?
Sektörün yeniden canlanabilmesi, eski işlerin geri gelebilmesi, kısacası gastronomi sektöründe normalleşmenin yaşanabilmesi için bir tek şeye ihtiyacımız var; o da ‘güven’
İşletmeler için en temel soru şu: Müşterilerin bize güvenmelerini nasıl sağlayacağız?
‘İşletmemizde, kullandığımız malzemelerden, çalışanlarımıza, tüm süreçlerimizde sizin sağlığınız düşünülerek başından sonuna kadar hijyenik kurallar oluşturduk‘ diyebiliyor muyuz? Bu soruyu sormalı, tarafsız bir üçüncü göz de bunu denetlemelidir.
Müşterilerin bir yer arayışında sormuş olduğu ‘lezzetli yemek mi, sağlıklı ortam mı?’ sorusunun cevabının içinde yaşadığımız pandemi süresince ‘sağlıklı ortam ve hijyen’ olacağına eminim. İşte bu sese kulak veren Türkiye’nin önemli STK’larından biri olan Gastronomi Turizmi Derneği (GTD), üzerinde 3 yıldır aralıksız çalıştığı GT Hijyen Belgesi’ni hazır hale getirdiğini duyurdu. GTD, Küresel çapta olumsuz etki yaratan Covid-19 sürecinde; Hijyen Sertifikasyon Belgesi’nin tüm standartlarını hızla tamamlayarak ‘Gastronomi Turizmi Hijyen Belgesi’ adı ile hayata geçirdi.
Gastronomi Turizmi Derneği Başkanı Gürkan Boztepe, Deversey markası ile işbirliği yaparak işletmelere 200 soru ile işletmelerin uyması gereken standartları belirlediklerini, denetlediklerini, eğitim verdiklerini, standartlarını belgelendirdiklerini ifade ediyor. Bu güzel çalışma umarım bir çok işletmeyi müşterilerine karşı güven duymalarını sağlayacaktır. Müşteriler de bu sayede restoranlara, kafelere güvenle gidebileceklerdir.
YENİ NESİL RESTORAN
Yeniden şekillenmeye başlayan yeni dünya düzeninde kimler ayakta kalacak? Daha zeki olan veya daha zengin olan değil, değişen, değişebilen, değişime ayak uyduran işletmeler ayakta kalabilecek.
Peki bu değişen ticaret hayatında gastronomi işletmelerinin alması gereken önlemler neler olmalıdır?
‘Yeni Nesil Restoran’ fikrine zihinlerimizi alıştırmalı, yeniliklere açık olmalıyız. Her türlü değişime uyum sağlayabilecek durumda olmalıyız. Unutmayın değişebilen, radikal kararlar alabilen işletmeler ayakta kalacak. Bekleyenler ve izleyenler arasında olmayın.
Tedarikçilerimizle ilişkilerimiz devam edeceğinden, onların da haklarını koruyacak şekilde sürdürülebilir bir ilişkiye geçmeliyiz. İşletmeler doğru ve zamanında tedarikle ancak çalışabilir.
Dijitalleşmenin bir ihtiyaç olmaktan çok, bir zorunluluk olduğunu görmeli, işletmelerimizin dijitalleşmesine hemen başlamalısınız. Önümüzdeki 5 yıl içinde dijitalleşmeyen işletme kalmayacak. Bu nedenle e-ticaret altyapılarınızı hızla oluşturmalı, sosyal medya yönetimini profesyonellere teslim etmelisiniz. Like sayısına sevinmek yerine tek tek tüm like verenlerle iletişime geçmelisiniz.
PAKET SERVİS/GEL-AL
Paket servis, gel-al servislerini müşteri memnuniyeti ile geliştirmeli, en üst seviyeye çıkarmalısınız. Müşterileriniz artık evden hizmet almaya alıştılar.
Kalın menü sayfaları daraltılmalı, gereksiz stok yapmanızı sağlayacak, maliyetlerinizi arttıracak menülerden uzaklaşmalı, sadeleşmeye geçmelisiniz.
Müşterilerinizin önümüzdeki dönemde gelir seviyesinin azalması ile birlikte ekonomik menülere olan talep daha da artacaktır.
Bağışıklık sistemini güçlendiren gıdalardan oluşan reçetelere, yeni tariflere, sağlıklı menülere yer vermelisiniz. Gıdalar doğru kullanıldığında şifa kaynağıdır. Yöresel mutfağın yükseldiği bir dönemdeyiz. Bu nedenle menülerde yerel ürünlere daha fazla yer verilmelidir. İthal ürünlerin tedarik ve güvenilirliği azalacağından ithal ürünlerden uzaklaşmalısınız.
Çok şubeli zincirler, tüm şubelerin verimliliklerini tekrar gözden geçirmeli, büyüme yatırımlarını ertelemelidirler. Önümüzdeki dönemde verimlilik en önemli konulardan biri olacaktır.
ORGANİK REKLAMLAR
Kalitenizi bozmadan tüm maliyetlerin azaltılması, giderlerin gözden geçirilmesi gereklidir. Her bir liranın öneminin çok artacağı bir dönemi yaşayacağız. Dijitalde, organik reklamlara yönelmelisiniz.
Birimiz hepimizden daha akıllı değiliz mantığıyla dışarıdan kişi ve kurumlardan destek almalı, üçüncü göz prensibiyle hareket etmeliyiz.
Tünelin ucundaki ışığı gören var mı bilmiyorum ama doğru bildiklerimizi yapar, müşteri memnuniyetini aklımızdan çıkarmaz, bulunduğumuz ortamlarda hijyen standartlarını sağlarsanız eninde sonunda tünelin ucu görünecektir.
Paylaş