Paylaş
Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr Lütfü Savaş’ın 2017 yılında Unesco tarafından 600 yemek çeşidi ile Hatay’a “Gastronomi Şehri’ unvanını kazandırmasıyla Türkiye’de şehirlerin markalaşmasının önü açılmış oldu. Ardından Savaş’ın eşi Prof. Dr Nazan Savaş’ın büyük emekleri ile 2019 Mart ayında Unesco Hatay Gastronomi Evi kuruldu. Burasını tarihin, sanatın, zanaatın yeme içme ile birleştiği bir proje evi haline getirdiler. Başına da Antakyalı, gencecik, ekonomi ve siyaset bilimi okumuş, Amerika’da Louisiana’da kalmak yerine bilgisini memleketine taşıyan İpek Aslan’ı getirmişler.
GASTRONOMİ EVİ
Unesco Hatay Gastronomi Evi, 250 yıllık tarihi bir konakta kurulmuş; zamanında polis evi-jandarma ve hastane olarak kullanılmış ancak en son beş ailenin yaşadığı Aslanlı Konak olarak tarihe geçmiş. Evin içinde Hatay’ın taş sanatına dair replikasyon mozaikler, cam ve mobilya sanatı izleri yer almakla birlikte tarihin izlerini yansıtan odalar mevcut. Hatay Gastronomi Evi, beş ayrı odadan oluşmakta:
Kahve Odası; Antakya’ ılar için yöreye özgü çifte kavrulmuş kahve çok önemlidir. Kahvenin, mini çay bardağında ‘süvari’ ismi ile servis edilmesi
Antakya’ya özgüdür.
Roma Odası olarak nitelendirdiğimiz bölümde, döneme ait döşemeler ve objeler kullanılmış ayrıca odada Fransız işgali döneminde Fransızlar tarafından Amerika’ya kaçırılan ve şuanda Baltimore Müzesi’nde sergilenen, ‘Aslan Figürlü’ mozaiğin reprodüksiyon hali olan bulunmaktadır. Mozaik, Hatay’lı bir mozaik ustası tarafından yapılmıştır.
Ayrıca Konağın hemen girişinde sağ tarafında yine reprodüksiyon olan ‘ Soteria’ mozaiği; Antakya’nın Narlıca Köyü çevresinde, bir banyonun döşemesi olarak bulunmuştur. Soteria dolgun vücutlu bir kadın olarak tasvir edilmiştir.
ASLANLI KONAĞI
Selçuklu ve Osmanlı dönemini yansıtan odalarında dönemi yaşatan objeler kullanılmış her sandalyede dönem figürleri işlenmiştir. Cumhuriyet dönemi odası Atatürk’ü işaret etmekle birlikte sadelik göze çarpmaktadır. Modern salon ve küçük terasın olduğu Aslanlı Konağı açıldığı günden bu yana gerek yerli turist gerekse yabancı turistlerin uğrak yeri haline gelmiştir.
Yaklaşık onsekiz ay önce kurulan Unesco Hatay Gastronomi Evi’nde sosyal, kültürel ve sanatsal etkinlikler gerçekleştirilirken yerli, yabancı konuklara da ev sahipliği yapıyor.
Unesco Hatay Gastronomi Evinin tarihi mistik avlusunda konuklara piyano resitali eşliğinde etli enginar spesiyali ya da belben tatlısı ikram ediyorlar.
EXPO 2021 HATAY’A DEĞER KATAR
Ayrıca 2021 yılında Hatay’da gerçekleşecek olan dünyanın üçüncü büyük organizasyonu olan EXPO için kentte hazırlıklar tüm hızıyla devam ediyor.
Şehrin iki bölgesinde yapılacak EXPO’da, Hatay’ın bitki çeşitliliğinin yanı sıra sahip olduğu tüm zenginlikler sergilenecek. ‘Medeniyetler Bahçesi’ ana teması teması ve sürdürülebilir kalkınma ve organik tarım, iyi bir hayat için iyi gıda, sağlık için tıbbi ve aromatik bitkiler, kültürel kardeşlikte yaratıcı yollar alt temalarıyla bu dev organizasyona ev sahipliği yapacak olan Hatay, milyonlarca yerli ve yabancı turist ile yatırımcıyı ağırlamaya hazırlanıyor.
BURSA GASTRONOMİ EVİ?
Görünen o ki EXPO 2021 Hatay’a önemli bir ivme kazandıracak. Erzin’den Yayladağı’na Hassa’dan Samandağ’a kadar bir bütün olarak var olan potansiyelini sergileyecek, Hatay. Şehrin ekonomisine artı değer katacak bu organizasyonda 7’den 70’e tüm Hataylılar bu organizasyona inanmış vaziyette. Bursa gastronomisi potansiyeli, tarihi, Osmanlı payitahtı olması sebebiyle gastronomi şehri olmayı hak ediyor mu? Kesinlikle evet. Peki Bursa’nın tarihi bölgelerinden Kayhan’a, Tuzpazarı’na veya Tophane’de Sümbüllü Konağı’na veya Misi Köyü’ne ‘Bursa Gastronomi Evi’ yakışır mı? Şehri yönetenlerin umarım bunu düşünürler…
Paylaş