MEYDANLARDA "Laik Cumhuriyet fırtınası" esiyor! Siyasal bir kasırga bu...
Fırtınanın geleceğini anlamak için meteoroloji uzmanı olmaya gerek yoktur.
Gök kapkara bulutlarla kaplanıp, rüzgár çılgınca esmeye başladığı vakit, gelen fırtınayı en budala insan bile anlar. Az sonra kıyamet kopar, göz gözü görmez olur!
Siyasal kasırganın geldiğini anlamak için de siyaset bilgini olmaya gerek yoktu! Görünen köy kılavuz istemez, değil mi?
Peki, bunu görmediler mi? Elbette gördüler ama önlemeye duyguları ve güçleri yetmedi. Hırsları akıllarından bir karış havada olduğu için durumun ciddiyetini kavrayamadılar. Hálá kavrayamıyorlar!
* * *
Bu iktidarın, ülkeyi götürmek istediği yer belliydi...
Zaten bu nedenle ip koptu, milyonlarca insan meydanlara koştu.
Buna rağmen hálá iktidara şakşakçılık yapanlara, yağ çekenlere bakıyorum da:
"Yalaka inek, kasabın bıçağını bile yalar!" sözünü hatırlıyorum. O yalakaların, iktidarı pohpohlamaları ve uzlaşma kültüründen yoksun insanların salakça inatlaşması, ülkeyi fırtınalı bir havaya soktu.
Ne kadar akıllı olurlarsa olsunlar, gücü elde edenler yağcılıktan, dalkavukluktan hoşlanıyorlar! Herdevirde ortaya çıkan kılavuz kargalar onların başlarını pisliğe sokuyor!
İktidarı ele geçirenlerin, yağdanlıklara inanmamaları gerekiyor ama, ne hikmettense hep kanıyor, aldanıyorlar! Sonuçta bunun çilesini ülke çekiyor, hepimiz çekiyoruz!
Tüm bunlardan milletçe bıktık artık, iyice bunaldık!
Bu nedenle mitinglere milyonlarca insan aktı. Aslında askerler değil, halk muhtıra verdi AKP’ye... Fakat anladıkları şüpheli... Meclis’teki son çabaları bunu gösteriyor!
İktidar mensuplarına bakıyorum da, yalnız gözleri değil, yürekleri de körleşmiş gibi sanki... Hálá "Dediğimiz dedik" inadında görünüyorlar. Oysa "Laf olsun, torbadolsun" siyasetiyle işler yürümüyor!
* * *
İktidarın önde gelen kişilerinin "Türkiye Cumhuriyeti’nin sonu geldi. Kesinlikle laiksistemi değiştirmek istiyoruz" şeklindeki söylemleri kafalara çakılan çiviler gibi derin yaralar açtı. AKP’nin antidemokratik yapısı böylece net bir biçimde ortaya çıktı.
Geniş halk kitleleri "Sandık mı? Boşver! Nasıl olsa asker düzeltir!" şeklindeki sorumsuzluğunun acı sonuçlarını yaşayarak gördü.
Seçmenin tekrar aynı hatayı yapacağını sanmıyorum. Malûm; "Kör bile aynı çukura iki defa düşmez" denir.Peki, ya düşersek? O zaman aklımız da körleşmiş demektir!
Kim ki, bu ülkenin vatandaşlarının yarısından çoğuna "Bunlar benden değil" diye rızkını vermiyorsa, yandaşlarını ihale zengini yapıyorsa, devlet kadrolarını kendi militanlarıyla dolduruyorsa, seçim cehennem sıcağında bile olsa, onları sandıkta yok etmek gerekiyor!
Eski hamam eski tas olup sadece tellaklar değişirse, yani kişiler başka olup da aynı zihniyet tekrar iktidara gelirse, umut yok demektir.
Kurtulmak isteyip istemediğine millet sandıkta karar verecek!