Ufak atmayı bilmiyorlar

LAFTAN vergi alınmıyor. At atabildiğin kadar.

Hükümet Programı’nda 2013 yılı için kişi başına gelir hedefi 10 bin dolar olarak gösterilmiş...

Kişi başına 10 bin dolarlık bir gelir, Türkiye’nin zenginleşmesi demek. Kim istemez ki?

Fakat gerçekçi mi bu rakam? Böyle bir hedefe ulaşmayı bekleyebilir miyiz?

Hayır! Sadece bir hayal bu. Beş yılda ulaşılması mümkün değil.

Bu hedefi "Hükümet Programı"na koyanlar ya hesap bilmiyorlar ya da sopa yememişler!

Ekonomi bilgini olmaya gerek yok! Basit bir mantıkla ya da bakkal hesabıyla bile hedefin tutmayacağını söyleyebiliriz.

Ancak, devlet hesapları değiştiriyor. 2008’de yapılacak bir revizyonla milli gelir yüzde 40’a kadar artırabilecek. Yani, 2006 yılı sonunda 5477 dolar olan kişi başına milli gelir, bir anda 7667 dolar olacak. Káğıt üzerinde müthiş bir artış!

Matematik harikası bir olay doğrusu...

Bir sabah uyandığınız vakit yataktan daha zengin kalkacaksınız ama cebinize girip çıkan bir şey olmayacak! Tam bir rakam oyunu! Akıl edenler bin yaşasın! Káğıt üzerinde zengin olmak ne kadar kolaymış meğerse!

* * *

Bugün milli gelirimiz 400 milyar dolar düzeyinde. Bunu ikiye katlamamız, yani 800 milyar dolara çıkarmamız lazım ki, milli gelirimiz iktidarın hedeflediği gibi kişi başına 10 bin dolar olsun.

Bu mümkün mü? Hayır! Çünkü bu rakama ulaşabilmek için beş yıl süreyle kesintisiz olarak yüzde 11’lik bir büyüme hızını gerçekleştirmemiz gerekir.

Böyle yüzde 11’lik hiç kesintisiz büyüme hızı ise dünya ekonomi tarihinde hiçbir ülkede görülmüş değil. Böyle bir rekor yok!

"Ufak at da civcivler yesin" derler. Bunlar ufak atmayı da bilmiyor. Fakat hedef nasıl olsa 2013 yılı için. O zamana kadar kim öle, kim kala?

Lafı uzatmaya gerek yok. Cari açık (döviz açığı) ve dış borçlar böyle hızla arttıkça bizim o mutlu günleri görmemiz hayalden öteye gidemez!

* * *

"Sen dış borçlara taktın" diyorlar.

Evet, taktım! Nasıl takmayayım ki? Biz dış borçlar yüzünden ülkesi işgale uğramış ve koca bir imparatorluğu kaybetmiş ulusuz.

"2013 yılında kişi başına milli gelirimiz 10 bin dolar olacak" diye yükseklerden uçarken birdenbire yere çakılmayız inşallah!

Cari açık hep büyüyor. İç ve dış borçlarımız toplam 410 milyar dolar düzeyinde. Ekonomimiz ip üstünde yürüyen cambaza benziyor. Her şey pamuk ipliğine bağlı.

Bu nedenle Avrupa Birliği ve ABD’nin karşısında çaresizlik içinde boynumuzu bükerek tavizler verip duruyoruz.

Kıbrıs gitti gidiyor. Fakat Kıbrıs’ı vermekle de iş bitmiyor. Sırada ne var?

"Ermeni sınırını açın! Ermeni soykırımını kabul edin!"

"Ermenilerin kutsal Ararat’ını, yani Ağrı Dağı’nı onlara verin!"

"Güneydoğu’da bir Kürt devleti kurulmasına razı olun!"

"Ege’yi Yunanlılara bırakın!" diyecekler.

Bunların iştahları o kadar azgın ki, arsızca istekleri asla bitmez!

Sanki kedi-fare oyunu oynuyorlar!

Sonunda "Pantolonları da indirin" demezlerse iyi.
Yazarın Tüm Yazıları