PROFESÖR Dr. Zekeriya Beyaz "En iyi dileklerimle" diye imzaladığı son kitabını yollamış... Adı: "İslam ve Giyim Kuşam" (Sancak Yayınları).
Zekeriya Beyaz kitabında:
"Türban Kuran’da yok, İncil’de var" diye yazıyor ve devam ediyor:
"Yanlış ve eksik bilgilerimiz, peşin hükümlerimiz ve nefretlerimiz ve de duygusal yaklaşımlarımız, çoğu zaman gerçekleri görmemizi ve doğru algılamamızı engeller. Bu kitabı okurken lütfen olabildiğince engellerimizi aşalım."
Kitabın, türbancıları kızdıracağı kesin!
Din bilgini Profesör Zekeriya Beyaz’ın kitabında vardığı sonucu, Hürriyet yazarı Özdemir İnce uzun zamandır ısrarla yazıyor, Kuran’da Nur Suresi’nin 31. ayetinin Arapça’dan Türkçe’ye yanlış çevrildiğini, ayette başın ve saçların örtülmesiyle ilgili bir hüküm bulunmadığını örnekler vererek anlatıyor, aldatılan insanlarımızı uyarmaya çalışıyor.
31. ayetin Türkçe’ye doğru çevirisi şöyle:
"Söyle inanan kadınlara: Harama bakmaktan sakınsınlar ve cinsel organlarını saklasınlar. Örtülerini göğüsleri üzerine vursunlar."
Profesör Zekeriya Beyaz da, Kuran’da örtünmesi istenen yerlerin sadece cinsel organlar olduğunu anlatıyor, Kuran’ın Türkçe tercümelerinin kasıtlı olarak yanlış yapıldığını söylüyor...
* * *
Korkutucu, azarlayıcı, sindirici, sürekli cehennem ve zebanileri öne süren bir din anlayışına karşılık, Yüce Allah’ın af ve rahmetini öne çıkaran Profesör Dr. Zekeriya Beyaz, Nur Suresi’nin 30 ve 31’inci ayetlerinin ve Ahzap Suresi’nin 59. ayetinin yanlış yorumlandığını, hatta çarpıtıldığını örneklerle anlatarak şöyle diyor:
"Din bilginlerimiz giyim kuşamla ilgili ayetleri bilinçli olarak yanlış yorumlamışlar, anlamını saptırmışlar ve işi çığrından çıkarmışlardır. Bayanların yüzleri bütün güzelliğiyle açık duruyor, kimseyi tahrik etmiyor, fitne ve fesada sebep olmuyor da saçları mı tahrik ediyor? Üzülerek ifade edelim ki, başörtüsü ve tesettür manası çıkarabilmek için, birçok ayetin anlamını değiştiriyorlar. Büyük günah işliyorlar!
Ayetlerin anlamlarına gereksiz eklemeler yaparak veya kelimelerin manalarını değiştirerek fuzuli hükümler çıkaranlar ve Müslümanları o fuzuli hükümlere uymamakla suçlayanlar, Kuran-ı Kerim’e ilave yapmış ve kendilerini Allah’ın yerine koymuş olmuyorlar mı?
O kimseler önce Allah’tan korksunlar, kendilerini bu büyük günahtan kurtarsınlar, Kuran-ı Kerim’in anlamına ek yapmaktan ve ayetlerin manalarını değiştirmekten sakınsınlar."
* * *
Zekeriya Hoca, kitabında şu sonuca varıyor:
"Başörtüsü kadının namusudur, başörtülüler namusludur, başörtüsüzler namussuzdur, hatta iffetsiz ve fahişedir, demek ve bunu da dini bir prensip gibi ileri sürmek, dine iftiradır ve büyük günahtır.
Bu davranış dini, düşmanlık aracı, fitne ve fesat sebebi yapmak olur. Namus insanların vicdanlarında ve ahlak yapılarındadır."
Zekeriya Hoca çok haklı... Namus ve şeref, bir bez parçasında değil yüreklerde ve vicdanlardadır.
Vicdansızlar, eğitimsiz insanları ahlaksızca kandırıp, kendilerine çıkar sağlamak için dini kullanıyor, bunu yaparken kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim’i tahrif etmekten bile çekinmiyor.