İranlı kadınlar ve biz!

İRAN ’da neler oluyor? Başkent Tahran sokakları savaş alanı gibi... Şimdilik 7 ölü, çok sayıda yaralı var.

Seçimlerin şaibeli sonucu İran halkını böldü, sokaklarda görülmemiş sahneler yaşanmaya başlandı. Protestocular arasında kadınlar da bulunuyor.

İran’da kadınlar ilk defa seslerini böyle güçlü bir şekilde yükseltip, seçimleri kazandığı açıklanan gerici Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad’ı protesto ediyor.

Tahran’daki şeriat yönetimi katı ve acımasız!

İran’ın gerçek güçlü adamı, en yüksek ruhani lider Ayetullah Hamaney, kadınlara yeni haklar verilmesinden yana değil.

Seçim sonuçlarını kabul etmeyen reformist muhalefet lideri Mir Hüseyin Musevi, oyların yeniden sayılması isteğini kabul ettirdi ama sonucun değişmesi ihtimali yok gibi.

İranlı kadınlar, daha özgür, daha adil, daha çağdaş bir dünyada yaşamak istiyor, bunun için mücadele ediyor. Ancak kurulu olan düzeni değiştirmek çok zor!

* * *

İran’da kadınlar böcek gibi ezilmekten kurtulmak için rejimle kıyasıya bir kavgaya girişirken, Türkiye’deki kadınların önemli bir bölümü "türban ve tesettür" sevdasıyla öcü gibi kapanıp ikinci sınıf insan olmayı içlerine sindirebiliyor!

Peki, Türk kadınları, İranlı hemcinslerinden daha mı aşağı, daha mı çağdışı?

Türbanlı ve tesettürlü kadınlar aslında çağımızın köleleri gibidir. Erkeğin baskısıyla kapanıp, ikinci sınıf insanlar olarak yaşamlarını sürdürmektedir. İran’daki kadınlar gericiliğe direnirken Türkiye’de türbana ve tesettüre bürünen kadınların sayısı hızla artıyor. Bunların çoğu bilinçsiz bir şekilde, dinin gereğini yaptıklarını sanıyor. Oysa İslam’da türban diye bir olay yok!

Prof. Yaşar Nuri Öztürk’ün dediği gibi "Türban rahibe kıyafeti"dir. İslam’dan önce de vardı ve manastıra kapanan rahibeler bu kılığı kullanırdı.

* * *

Günümüzün çıkarcı medyası, profesör unvanlı koca koca adamlar, "aydın" olmadıkları halde "aydın" olduklarını sananlar gerçeği biliyor ama saf ve cahil insanlarımıza anlatıp onları uyarmıyorlar.

Şeriat aslında kadının bir çeşit esaretidir!

Şeriat hükümlerine göre mirasta kız çocuğa yarım, erkek çocuğa tam hisse verilir. İki kadının şahitliği bir erkeğin şahitliği yerine geçer. Kocasına karşı çıkan kadının dövülmesi vaciptir. Bunlar dinin hükümleridir.

Eğer türbancılar, bunu samimi inançları gereği yapıyorlarsa, yukarıda saydığımız hükümleri de uygulamaları gerekir.

Sık sık halkın inancından bahseden hokkabazlar, kadınlara bu gerçeği anlatmazlar!

* * *

Kimse demokrasiden başka bir rejimin beklentisi içinde olmamalı.

Demokrasi, kalkınmış, uygarlaşmış toplumların rejimidir. Geri kalmış, dini siyasete alet etmiş, belirli bir kültür düzeyine ulaşmamış toplumlarla demokrasi gelişmiyor.

Türkiye’nin medyası ve sözde aydınları, çıkarları uğruna bu güzelim ülkeye kıymasınlar!

Tarihin, onları "karanlık adamlar" olarak lanetle anacağını hatırlatmakta yarar var.

Böcek olmayı kabul edenler, ezildikleri vakit üzülmemelidir!

Kapanan, örtünen, öcü kılığına bürünen kadınlarımızın, kurbanlık koyunlar gibi kasap bıçağına doğru koşmaları doğru mu?

Hangi akıllı yaratık, kendilerinin canını alacak olan kasap bıçağına koşar?
Yazarın Tüm Yazıları