Güneşin utancı!

GÜNEŞ herkesin üstüne doğar, yağmur herkesin üstüne yağar.Belediyeler de böyle olmalıdır. Yalnız kendilerini seçenlerin değil tüm halkın üzerine hizmet yağdırmalıdır.

Bu anlayışta kaç belediye var, bilemiyorum. Fakat sayıları çok olmasa gerek!

Bodrum, Türkiye’nin nadir incilerinden biri. Her şart altında parıldıyor. İktidarın yok etme çabalarına rağmen, ışıldıyor.

Bodrum Yarımadası’nda 11 ayrı belediye var. Bu belediyelerden üçünün başkanını tanıyorum: Gündoğan (Başkan MHP’li İbrahim Bilgi), Yalıkavak (CHP’li Mustafa Saruhan), Ortakent (DYP’li Mehmet Kocadon).

Üçünün de başarılı olmalarının üç sebebi var: Çalışmak, çalışmak, çalışmak.

* * *

Türkiye’de, Mart 2009’da belediye seçimleri var. Yedi ay kadar bir zaman kaldı.

Geçen haftaki yazımda, Ortakent Belediye Başkanı Mehmet Kocadon’un, Bodrum Merkez Belediye Başkanlığı’na aday olacağını fakat DYP battığı için, kendisine parti bulması gerektiğini yazmıştım. Demokrat Parti Bodrum İlçe Başkanı Beyler Koca aradı ve "Rahmi Bey, yazınız üzerine harekete geçtik. Bir heyetle gidip Sayın Mehmet Kocadon’a adayımız olmasını teklif ettik. Olumlu karşıladı. İlçede güzel rüzgárlar estireceğiz inşallah" dedi.

"Hayırlı olsun" dedim. İnanan insanlar başarır.

Bodrum’un o sarhoş edici şiiri, doğal manzarası, hoş seması her geçen gün bozuluyor. Sebep çirkin yapılaşma ve hızlı betonlaşma. Bodrum’u bu tehlikeden kurtarmak gerek.

Görkemli doğal güzellikler yavaş yavaş yok oluyor gibi.

Yıllardır soluk aldığımız yasemin kokularıyla dolu havaya son zamanlarda başka kokular da karışmaya başladı.

Bodrum’un mandalina bahçeleri imara açılarak birer birer katlediliyor. O güzelim tabiat ölüyor, dağ-taş hızla betonlaşıyor. Doğa, canavar dozerlerin pençesi altında yok olmakta!

Bol güneşi ile ünlü Bodrum’a güneş bile sanki utanarak bakmaya başladı.

* * *

Yıllardır Bodrum’da yaşayan gazeteci dostumuz Can Pulak, "Artık güveni kalmadığı için yabancı gelmiyor. Emlak satışları durma noktasında. Binlerce satılık ev var, alan yok" dedi.

Bodrum Ticaret Odası Başkanı Mahmut Serdar Kocadon’a sorduk, o anlattı:

"2006-2008 arasında 10 bin 262 konut yapıldı. Son iki yılda konut satışlarında oluşan duraklama. inşaat sektörünü ciddi şekilde ekonomik sıkıntıya soktu.

Yabancıya konut satışının bir yasaklanıp bir serbest bırakılması maalesef güven sorunu yarattı. ’Türkiye güvenilir ülke’ diye konut alan yabancılar şimdi ’Türkiye güvenilir değil’ diye kaçıyor. Konut satışlarının duraklamasının en önemli sebebi bu güvensizliktir."

* * *

Bodrum güzellikler kadar garipliklerle de dolu. Milyon dolarlık villaların önünde çirkin balık çiftlikleri var. Denizi kirleten, pis kokular yayan balık çiftlikleri turizmi öldürüyor. Fakat bir başka gerçek de şu: Eğer bu balık çiftlikleri olmasa kimse balık yiyemez!

O halde ne yapmalı? Çiftlikleri turizm bölgesinden uzak yerlere taşımalı.

Can Pulak, "5 yaşındaki çocuğun 5 dakikada çözebileceği sorunu devlet 20 yıldır çözemiyor. Ortak akla ihtiyaç var ama AKP iktidarı turizmi sevmiyor!" diyor.

Balık çiftliklerini başka yere nakletmek, sahillerde "turistik pansiyon" adı altında özel ticari konutlar yapılıp kıyıların yağmalanmasını önlemek gerek ama Bodrum’un bozulması bu iktidarın umurunda bile değil! Kıskançlık mı, vurdumduymazlık mı, akılsızlık mı, bilemiyorum!
Yazarın Tüm Yazıları