BAŞBAKAN Erdoğan, Davos’ta İsrail’e posta koydu ama Filistinlilerin çektiği çilenin daha uzun süre devam edeceği anlaşılıyor.
İsrail, acımasız ve gaddar! Hamas ise aptal! Uzlaşmaz tutumuyla göz göre göre masum insanların ölümüne sebep oldu, bundan sonra da olacağa benziyor!
Dünya hissiz ve sessiz... Arap ülkeleri karaktersiz; kendi ırklarından, kendi dinlerinden olan insanların acımasızca öldürülmelerine kılları bile kıpırdamıyor!
Davos’ta, Başbakan Erdoğan’ın ezilenleri savunan davranışı için bazı Arap ülkelerinin, "Arap olmayan milletler Arapların işine karışmasın" demesi şaşırtıcıdır.
Tayyip Bey ne kadar sert çıkarsa çıksın, Amerika’nın koruyucu şemsiyesi altındaki İsrail, savunmasız insanları vurmayı sürdürecektir.
Binlerce yıldır ezilen İsrailoğulları, şimdi zayıfları ezen bir ulus oldu.
İsrail Siyonist bir devlet...
"Dünyanın dört bucağına dağılan Yahudi halkının çektiği çile yeter. Biz de bir devlet kuralım" düşüncesiyle başlayan Siyonizm akımının sonucu, 1948 yılında Birleşmiş Milletler kararıyla Filistin topraklarının üzerinde İsrail Devleti kuruldu.
O gün bu gündür bölgede huzur yok! Bombalar patlıyor, insanlar ölüyor!
Binlerce yıl ezilen İsrailoğulları, o günlerin acısını fukara Filistin halkından çıkarıyor.
* * *
Yıllar önce, 9’uncu Cumhurbaşkanı Demirel’inbir davetiyle önce Kudüs’e gitmiş, oradan da Gazze’ye geçmiştik...
Gazze’de yaşlı bir Filistinlinin içini çekerek, "Keşke Osmanlı bu topraklardan gitmeseydi" dediğini hatırlıyorum.
Bugün kan gölüne dönen Filistin toprakları, 1516 yılından1917 yılına kadar tam 401 yıl, Osmanlı Devleti’nin idaresinde barış ve huzur içinde yaşamıştı.
Peki, Osmanlılar bunu nasıl başarmışlardı?
9’uncu Cumhurbaşkanı Demirel, bir anısını naklederek bunu şöyle anlatmıştı:
* * *
Eski Belçika Başbakanı Tindeman bana geldi ve "Osmanlı, Balkanlar’ı 500 yıl savaşsız nasıl idare etti?" diye sordu. Ben de dedim ki:
"Herhalde Osmanlı’yı geri istemiyorsunuz. Çünkü Osmanlı’yı devirmek için her şeyi yaptınız. Osmanlı, Balkanlar’ı ve Ortadoğu’yu nasıl idare etmiştir, bakın size söyleyeyim:
Sınır yok, toprak kavgası yok, ticari menfaat yok, buna karşılık güvenlik var, adalet var. Çünkü Osmanlı Devleti’nin temeli adaletti."
Sonra İsrail’e gittik. İsrail-Filistin çatışmasının nasıl durdurulabileceğini araştırdık. Barak geldi bizim yanımıza ve dedi ki:
"Biz burayı idare edemiyoruz. Çünkü biz burada ne yapsak kavga çıkıyor. Osmanlı, küçük şeritli jandarma onbaşısı ile buraları idare etmiş, bunun sırrı nedir?"
Ben de dedim ki:
"Bunun sırrı, o koldaki şerit var ya, o, imparatorluğun işaretidir. O, senin sandığın gibi küçük bir işaret değil. Onun arkasında sultan var, hak var, adalet var. Eğer ona zarar gelirse, zarar vereni anasından doğduğuna pişman eden var. Yani güç var, bir devlet olayı var, bir otorite var, işte odur mesele..."
* * *
1917 yılında açgözlü Araplar, İngiliz altınlarına tav olup Türk askerini arkadan vurduklarından bu yana o topraklarda huzur ve rahat kalmadı. Ortadoğu’da bombaların patlamadığı, kanın akmadığı gün yok.
Arap ulusları, İngilizlerle işbirliği yapıp Osmanlı’yı o bölgelerden atmakla, kendilerine kurşun sıkmış oldular. Ektiklerini biçtiler!