Paylaş
Türkiye’de bugün medya bölünmüş durumda... İktidarı destekleyen dinci kesimin yazarlarının gerçekten “dinci” mi, yoksa “kinci” mi olduklarını anlamak zor!
İslamcı kesimde, gönülden inançlı, aklı başında olan meslektaşlarımız da var tabii...
Bunların önde gelenlerinden biri Mehmet Şevket Eygi Hoca... Onun yazdığı yazılar ilginçtir. İyi bir Müslüman ve açık sözlü, düzgün bir yazardır. Sözünü esirgemez. Zaman zaman kendi camiasını dürüstçe ve şiddetle eleştirmekten çekinmez.
* * *
Mehmet Şevket Eygi, bakınız eleştirilerinden birinde neler yazdı? Özetle naklediyorum:
“Dindarlık lâfla, edebiyatla olmaz. Dindar kişi asla haram yemez, dürüstlükten kıl kadar ayrılmaz, halkı aldatmaz, yalan söylemez, verdiği sözü çiğnemez ve emanetlere hıyanet etmez! Gerçek dindar, sefaletten ölmeyi tercih eder ama haram parayla geçinmeyi, hele zenginleşmeyi hiç düşünmez. (Gemiciklerle, apartmancıklarla, villacıklarla, deniz fenercikleriyle zengin olanların kulakları çınlasın)
Bizi agresif dinsizler, kefere, fecere, İslam ve Müslüman düşmanları mahvediyormuş... Hayır, hayır! Bize, içimizdeki münafıklar, din sömürücüleri, mukaddesatı maddi menfaate tahvil
Müslümanlar ‘Uyanın!’ diyorum!”
Böyle diyor Mehmet Şevket Eygi Hoca... Doğru söze ne denir?
* * *
Bin bir sorunumuz varken ve bu sorunlarla mücadele gerekirken iktidar ve yandaşları ülkeyi geriyor. İçeriği belli olmayan “Kürt açılımı” ile insanlarımızı çoktan ikiye böldüler bile... Bu yüzden mübarek ramazan ayı gergin geçiyor.
Mehmet Yaşin düzgün bir meslektaşımızdır, iyi bir gazetecidir, olaylara objektif bakar.
“Gezi yazarı” olarak tanınan Mehmet Yaşin, yurdu en çok gezen meslektaşlarımızın başında gelir. Bakınız son izlenimlerini bir dergide nasıl anlattı?
* Ramazan ayında Anadolu’nun herhangi bir kentinde, bırakın içki içmeyi, yemek yeme cesaretini bile gösteremem. Bu, yasalarla uygulanan bir baskı değil tabii... AKP’nin, diğer partilerde olmayan bir yeteneği var. Sabırlılar, acele etmiyorlar, her şeyi yavaş yavaş yapıyor, hedeflerinden bir milimetre bile sapmıyorlar.
* Kızım Amerika’da öğretim görevlisi oldu. Çok memnunum. Daha önceki yıllarda onun Türkiye’de görev yapmasını hayal ederdim. Bunun yanlış bir düşünce olduğunu anladım. O kadar aydınlık bir gencin, gelip adım adım karanlığa giden bir Türkiye’de yaşaması yazık olurdu!
* Anadolu halkına sorarsanız onlar bu yaşamdan memnunlar. Zaten başka bir yaşam tarzı bilmiyorlar. Onlar Osmanlı’dan miras kalmış. Yine kadınlar erkeklerin ellerini sıkmıyor, yine gelinler, kayınpederlerinin yanında görünmüyor. Artık İstanbul’da bile ramazanda kaç tane meyhane, kaç tane restoran açık? Benim gibi yaşamak isteyen insanların geleceği karanlık.
* Önceleri “Burada içki servisi yapılmaz” yazıyordu. Şimdi “Burada içki servisi yapılmamış bardakla servis yapılır” diye yazıyor. Çünkü “Burada içki satılmaz” desen de o bardağa eskiden alkol konulmuştur korkusuyla kullanmazlar. Hatta korkularından, evlerinden kendileri getirirler... Bu durumdayız işte!”
Mehmet Yaşin, 2009 AKP Türkiye’sini böyle özetliyor.
Bize gelince, 10 yıl sonrasını düşünmek bile istemiyoruz!
Paylaş