Paylaş
İkisi de 1950 sonrası Türkiye’sini anlatıyor. 50’li yıllarda başlayan siyasi kavgalar, demokrasiye geçiş ve ihtilaller...
O yılları yaşadıkları için çok iyi bilen gazeteci arkadaşlarımız Altan Öymen ve Yalçın Toker, olaylara farklı pencerelerden bakıyorlar.
Bu iki kitabı okuyunca nereden nereye geldiğimizi ve nereye gittiğimizi daha iyi değerlendiriyoruz.
* * *
1950, Demokrat Parti’nin büyük bir seçim zaferi kazandığı yıl...
Ülkemizdeki bu ilk iktidar değişikliğinden sonraki yıllar, gerçekten bir öfke döneminin başlangıcı oldu. Siyasi partiler arasındaki tahammülsüzlük ve öfke eğilimleri hızla tırmandı.
Bugün kamuoyu, 14 yaşındaki bir kıza cinsel taciz nedeniyle hapse mahkûm olan 76 yaşındaki yazar Hüseyin Üzmez’i, bu tecavüz olayı nedeniyle iyi tanıyor.
Aynı Hüseyin Üzmez, 22 Kasım 1952’de Vatan Gazetesi Sahibi ve Başyazarı Ahmet Emin Yalman’a suikast düzenleyerek büyük olay yaratmıştı. Hüseyin Üzmez tarafından tabancayla vurulan Ahmet Emin Yalman yaralı olarak kurtulmuş ama suikast 1950’li yılların ilk yarısında Türkiye’yi sarsan olaylar arasında yer almıştı.
Altan Öymen suikastı ve diğer birçok önemli olayı “Öfkeli Yıllar” kitabında tüm ayrıntılarıyla ve siyasi sonuçlarıyla anlatıyor.
(Doğan Kitap 0 212 246 52 07)
* * *
Yalçın Toker “İhtilaller, Darbeler Arasında” adlı nefis kitabında, 1950, 1954 ve 1957 seçimlerini kazanan Demokrat Parti’nin, işler kötüye gidince çok sertleştiğini ve bu nedenle Türkiye’nin adım adım ihtilale nasıl gittiğini anlatıyor. (Toker Yayınları 0 212 528 77 83)
Demokrat Parti 18 Nisan 1960’ta bir “Tahkikat Komisyonu” kurmaya karar veriyor.
Bunun baskı rejimini başlatmak olacağını ileri süren CHP lideri İsmet İnönü, Meclis’te tarihe geçen şu önemli konuşmayı yapıyor:
* * *
“Biz, ihtilalden yetişmiş insanlarız. Meşrutiyet ihtilalinden geldik, Cumhuriyet ihtilaline yöneldik. Demokratik rejime geçinceye kadar çok zahmet çektik. Bu ihtilal rejimi eşit haklarla, dürüst seçimlerle ve iktidar değişmesiyle neticelendi ve kıyamet kopmadı. Şimdi bizim tekrar ihtilal usulünü uygulayacağımızdan söz ediliyor. Bu son derece mantıksız bir iddiadır.
Bugünün ihtilalleri, iktidarı bir defa ele geçirmiş olanlar tarafından yapılıyor. Seçimle iktidara geliyor, devletin bütün araçlarına el koyuyor. Seçimle gitmek ihtimali ufukta görüldü mü, ben buradan gitmem telaşına düşüyor. Eğer bir idare, insan haklarını tanımaz, baskı rejimi kurarsa, ihtilal kesinlikle olur! Ama biz böyle bir ihtilal içinde bulunmayız.
İhtilal, bizim dışımızda, bizimle ilişkisi olmayanlar tarafından yapılacaktır. Biz demokratik rejime inandık. Bu istikametten ayrılıp baskı rejimine gitmemiz mümkün mü? Yaptığınız tehlikeli bir şeydir. Bu yolda devam ederseniz, sizi ben de kurtaramam.
Ayrıca arkadaşlar, şartlar tamam olduğu zaman, milletler için ihtilal meşru bir haktır.”
* * *
İnönü’nün ısrarlı uyarılarına rağmen Demokrat Parti iktidarı Tahkikat Komisyonu’nu kurdu. Sonra ülke karıştı. Bir ay sonra da, 27 Mayıs 1960’ta, Silahlı Kuvvetler yönetime el koydu. Yargılama sonunda Başbakan Adnan Menderes, Maliye Bakanı Hasan Polatkan ve Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu idam edildi. İnönü onları kurtaramadı! Tarihimizin ders alınacak acı bir sayfasıdır bu...
Paylaş