BAZI yıkılışlar, daha parlak kalkışların teşvikçisi oluyor.
Kaset depremi Deniz Baykal’ı yıktı ama o enkazdan yeni bir ışık, yeni bir umut doğdu. Daha iki hafta önce “Baykal gidecek, Kılıçdaroğlu gelecek” denilse kim inanırdı? Herkes alaylı bir şekilde gülerdi buna... Şimdi, heyecan ve coşku dolu kurultay sonucunda yüzler mutlulukla gülüyor. ¡ ¡ ¡ Politikada her şey o kadar hızlı değişiyor ki... Önceki dönemin liderleri nerede? Mesut Yılmaz’ın liderliği bitti, Tansu Çiller silindi, Bülent Ecevit rahmetli oldu. Mehmet Ağar ve Erkan Mumcu kayıplara karıştı. Doğu Perinçek, Ergenekon’dan tutuklandı. Muhsin Yazıcıoğlu helikopter kazasında hayatını kaybetti ve... Kaset tuzağı da Baykal’ı bitirdi! Böylece Türkiye, son yıllarda 8 lider kaybetmiş oldu. Siyaset şimdi yeniden şekilleniyor. ¡ ¡ ¡ Kılıçdaroğlu’nun CHP Genel Başkanlığı, belki de kötülükten doğan bir iyilik oldu. Türkiye’de yeni bir heyecan rüzgârı estirdi. Şimdi CHP yakaladığı bu tarihi fırsatı kaçırmamak, “Yemeyeceğim-yedirmeyeceğim” “Herkese iş, herkese aş” “Bu ülkede aç insan kalmayacak” diyen yeni lideriyle hedefe ulaşmak zorunda. Tayyip Erdoğan’ın karşısında bu defa yenilip yutulmayacak bir “demir leblebi” var. Başbakan onu küçümser, hafife alırsa hata eder! Halkın, fiziksel olarak benzetip “Gandi” adını taktığı Kılıçdaroğlu’nun ismi bile CHP’nin oylarını yüzde 30’un üzerine zıplatmış görünüyor. Mahatma Gandi (1869-1948) Hindistan halkının “Yüce ruh” adını verdiği, özgürlük ve bağımsızlık lideriydi. Şiddetten kaçınmak başlıca ilkesiydi. Pek az rastlanan bir karakter gücü ve ahlak yüceliği vardı. Halk ona “İçimizden biri” diye bakardı. Bizim halk da Gandi’ye benzettiği Kılıçdaroğlu’nu “İşte bizden biri” diyerek bağrına bastı. ¡ ¡ ¡ Kılıçdaroğlu’na bakıyoruz. Sakin, inandırıcı, düzgün bir kişi... Aynı zamanda cesur... Zaten, cesareti olmayan bir kişinin başarısı da olamaz! Doğru yolda gidiyor. Kendi liderlik ateşini kendisinin yakması cesaretini gösteriyor. Unutmamalı ki, sakin akan ırmaklar, sabırla kayaları deler, derin vadiler açar. Demir, mıknatısa âşıktır, hep ona koşar. Zafer de sabra ve dürüstlüğe âşıktır, ona doğru koşar. Kılıçdaroğlu’nun şu mesajı daha ilk günlerden kalplere ve beyinlere kazındı: “Havuzlu villada oturmayacağım. Ben de, çocuklarım da zenginleşmeyecek. Mütevazı bir hayat sürdürmeye devam edeceğim. Bunun için halkıma söz veriyorum”. Tayyip Bey “Gandi Kemal’i kolay yutulacak lokma” gibi görmesin, boğazında kalabilir. Kılıçdaroğlu’nun önemli bir sözü daha var: “Çalmaya, çırpmaya, yolsuzluğa, işsizliğe, umutsuzluğa çözüm yaratan bir Türkiye anlayışı yaratmak istiyorum. Yolsuzluk tartışmalarını sürdüreceğim. Masaya Tayyip Bey’i de bekliyorum.” ¡ ¡ ¡ Türkiye’nin bugünkü karışık ortamında geniş halk kitleleri Kılıçdaroğlu’ndan çok şey bekliyor. O hedefini ortaya koydu: Partisinin oylarını yüzde 40’a yükselterek tek başına iktidar olmak! Bunu başarabilir mi? Eğer bir hedefiniz yoksa o hedefe nasıl varabilirsiniz? Kılıçdaroğlu’nun önünde zor engeller var ama zoru başarmak önemli. Yürüdüğünüz yolda güçlük ve engel yoksa bilin ki o yol sizi bir yere ulaştırmaz! Siyasetteki yeni dönemin ülkemize hayırlı olacağına inanıyorum.