Bu ülkede doğmak suç mu?

BOLLUK zamanında "bayram" iyidir. "Aş taşınca kepçeye dur olmaz!"

Ya kriz döneminde "bayram" nasıl olur?

Kurban Bayramı’nda, kurbanlıklardan önce vatandaşı kurban ettiler krize!

Kapanan işyerlerinin, işsiz kalan insanların bayramı mı olur?

"Ağalık vermekle olur" derler ama bu iktidar yoksul insanlara kömür ve erzaktan başka bir şey vermeyi bilmiyor. İş vermiyor, umut vermiyor.

İnsanların başına gelebilecek kötülüklerin en önde geleni işsizlik ve umutsuzluktur.

Ümitlerin bittiği yerde mutluluk olur mu?

* * *

Kriz "Geliyorum" dedi, geldi.

Başbakan’ın "Hamdolsun iyiyiz, hamdolsun kriz bize gelmiyor" sözleri hiç bir işe yaramadı. Daha sonra "Kriz tepe noktaya ulaşıp inişe geçti" diye verdiği müjde de piyasalarda etki yaratmadı. Aslında dediği yanlış! Krizde tepe noktaya ulaşma olmaz, dibe vurma olur! Neyse, yanlış da olsa, ne demek istediği anlaşıldı...

Bu millet çok fedakárlık yaptı.

"Kemer sıkın" dediler, sıktık. "Vergi verin" dediler, verdik. Her şeye zam yaptılar, gık demedik, ödedik. Vatandaş bağrına taş bastı, doğalgaz ve elektrik zamlarına da katlandı.

Daha ne yapsın bu millet? Sonuç ne oldu? Rezalet!

Kriz bacayı sardı. İşten çıkarmalar arttı. Kepenk kapayan firmalar çoğaldı.

Gelecek yılın bu yıldan daha kötü olacağını uzmanlar söylüyor.

Örneğin bu konuları çok iyi bilen İlhan Kesici:

"Kimse farkında değil ama Türkiye daha küresel ekonomik krizin etkisi altına girmedi ki... Bugün, yaşadığımız dünyada finansal kriz olmasa bile zaten başımıza bu kriz gelecekti. Şimdi üstüne bir de dünya krizi geliyor. İki kıyamet vardır, biri büyük, biri küçük. Büyük kıyamet ölümdür, daha önemlisi de yok. Küçük kıyamet ise işsiz kalmaktır. Türkiye işte bu ikisinin arasında" diyor.

* * *

Kriz üstüne kriz! Ne diyeyim bilmem ki... "Hamdolsun" demekle, "Teğet geçti" demekle kriz geçmiyor. Ülke ekonomisini yönetip de, gelen tehlikeli dalgalara lakayt bakan görevlilere şöyle seslenmek lazım:

"Ne rahat insanlarsınız? Hangi soruna çözüm ürettiniz? Hangi derde deva oldunuz? Göz göre göre gelen krizi, mahalle bakkalları bile sizden önce algıladı. Siz ne yaptınız?"

Bize "İyi haberler yazsanıza, iyi haberler versenize" diyorlar.

Gösterin de yazalım, gösterin de verelim! Hani nerede iyi? Büyük bir dar boğazdayız. İnsanlarımızın çoğu borç batağında. İşsizlik almış başını yürümüş.

Bu tabloda iyimser olsak ne fayda? Kim inanır ki?

* * *

"Batan balık yan gider"
derler. Ülkemizde çok kişi yan yan gitmeye başladı bile!

Antik Yunan’dan bir öykü: Frigya Kralı Nidas, devrin bilge kişisi Silenos’a:

"Söyle bana Silenos" demiş. "Bu dünyada istenecek en iyi şey nedir?"

Filozof şöyle cevap vermiş:

"En iyisi dünyaya hiç gelmemektir!"

İstanbul’un ünlü terzisi Mustafa Küçükaslan, bu hikáyeden esinlenerek:

"Nedir bu çektiğimiz? Bu ülkede doğmak suç mu, günah mı? Allah, cezalandırmak istediği kullarını Türkiye’de mi dünyaya getiriyor acaba?" diye soruyor.

Yanıtlamak bizim haddimiz değil. Bu soruya Tayyip Bey cevap vermeli!

Tüm olumsuzluklara rağmen, okurlarımın mübarek Kurban Bayramı’nı kutluyorum.
Yazarın Tüm Yazıları