Adanın Yeşil Çamları

NECMİ Tanyolaç, yarım yüzyılı aşkın bir süredir yazıyor, yazıyor.

Haberin Devamı

Tanyolaç gazetecilikte benim de ustamdır. Muhabirlik dönemimde tanımıştım onu... İlk istihbarat şefimdi. Uzun süre birlikte çalıştık.

Yıllardır yaz aylarında, kendi cenneti olan Büyükada’daki evinde yaşıyor. Sabahları 8.15 vapuru ile İstanbul’a gider, yazılarını yazar, işlerini görür, akşam yine ada vapuru ile evine döner. Tanyolaç’ın son kitabının adı: Adanın Yeşil Çamları.

Kitapta, Büyükada’yı ve 8.15 seferlerini anlatıyor. Aşkla, sevgiyle... Kitabın adını da

“Adanın yeşil çamları,

Aşkımıza yer olsun”

diye başlayan ünlü bir şarkıdan esinlenerek koymuş... Anlattığı 89 öykünün satırları arasında Büyükada’ya ve adalılara olan büyük sevgi var, özlem var, aşk var.

 

Haberin Devamı

Necmi Tanyolaç, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığı yaptığı dönemde ben de “İkinci Başkan”olarak onunla birlikte görev yapmıştım.

O, spor basınında efsane bir isimdi ama spor dışında da çok güzel ve etkili yazıları vardı.

Bir süre önce bu sütunda anlattığım fıkrayı Necmi Tanyolaç’tan dinlemiştim.

Ülkenin karmakarışık hali, kurumlararası çatışmalar, döneklikler, hainlikler, ahlaksız suçlamalar, aklı başında olan herkesin canını sıkarken Necmi Tanyolaç:

“Evet, durumumuz hiç de parlak değil ama Allah beterinden saklasın!” diyordu.

Ona soruyorduk:

“Bundan kötüsü, bundan beteri olur mu Necmi Ağabey?”

Her zamanki bilge haliyle:

“Öyle demeyin çocuklar, beterin beteri vardır!” diyor ve şu hikâyeyi anlatıyordu:

 

Tarihin en sert hükümdarlarından biri olan Timurlenk (namı diğer Aksak Timur) öğle uykusuna yatmış. Uykusunun en tatlı anında bir gürültüyle yerinden fırlamış.

Sokaktan “hıyar” satan bir satıcı geçiyor, kalın ve gür sesiyle, avazı çıktığı kadar:

“Taze hıyarlarım var!” diye bağırıyormuş...

Gürültüye kızan Timurlenk öfkeyle kükremiş:

“Yakalayın şu herifi, hıyarları münasip bir yerine sokun, aklı başına gelsin!”

Muhafızlar hemen koşup, hükümdarı kızdıran adamı yakalamışlar.

Haberin Devamı

İşlem yerine getirilirken hıyarcı gülmeye başlamış...

“Ne gülüyorsun lan?” diye sormuşlar.

Adam kıkır kıkır gülmeye devam etmiş:

“Nasıl gülmeyeyim. Arkadan asma kabakçı geliyor. Onun halini düşünüyorum da...”

Hikâyeyi anlatan Tanyolaç, “Dedim ya, beterin beteri vardır!” diye başını sallıyor.

 

Necmi Tanyolaç, “Adanın Yeşil Çamları” kitabının başında şöyle diyor:

“Ben her sabah yatağımdan kalktığımda Atatürk’e, anama, babama, ölmüşlerime dua edenlerdenim...

Atatürk, Türk ulusunun hayatında saygı ve sevgiyle anılmayı gerçekten hak etmiştir.

Allah O’nu başımızdan eksik etmesin. Bütün yüceliği ve önderliğiyle yine önümüzde... Bizi tekrar yurttaşlıktan kulluğa götürmek isteyenlere göğsünü siper ediyor, Cumhuriyet’in muhafızlığını sürdürüyor.

Haberin Devamı

Atatürk’ü aşamıyorlar, aşamayacaklar. Türk halkı, yaşlısı-genci, askeri-sivili, Laik Cumhuriyet’e sahip çıkıyor.

İyi ki varsın. Allah seni başımızdan eksik etmesin. Cumhuriyetinle bin yaşa Gazi Paşa.”

(Adalı Yayınları: 0 216 382 52 80)

Yazarın Tüm Yazıları