Paylaş
Kardak Kayalıkları’na ilk çıkan komutan, Balyoz davası sebebiyle 3.5 yıl tutuklu kaldıktan sonra beraat eden Kurmay Albay Ali Türkşen’e kadınlar daha çok ilgi gösteriyor. Kendisi ilgiden rahatsız olacak ki, geçen gün bir tweet attı: “Sevgili hanımlar, bişi sormak-söylemek-tanışmak-sohbet etmek için DM atmayın lütfen. Ben eşimle sohbet ediyorum. Teşekkür ederim.” Ellerimiz kopana kadar alkışladık. Gözyaşlarımıza hâkim olamadık. Düşününce de öyle değil mi? Kim istemez böyle bir adamı yani. Hatta daha fazlasını ister. Asıl soru da bu: Kadın başka ne ister?
Sosyal medya hesabı falan olmayacak tabii. O ne öyle ya! Biz kuzumuzu, kurtlar sofrasına meze olsun diye mi yetiştirdik? Ama hadi, iyi günümüze denk geldi, herkes açıyor sen de aç bari hesap dersek; bunun belli başlı kuralları olmalı! Sadece beni takip edecek! Ben, ben, ben! Her mecraya düğün fotoğraflarımızı koyacak! Onu ekleyen kızların hepsini engelleyecek. Mesaj atmaya çalışan densizleriyse ‘yuva yıkmaya çalışan kadın’ diyerek mahkemeye verecek!
Kavga esnasında şu cümleleri asla kullanmayacak: “Sen hastasın”, “Saçmalıyorsun”, “Ya o benim kız kardeşim gibidir”, “Şimdi ne alaka 5 sene öncesinin konusunu açıyorsun”... Bu ve bunlara benzer şeylerin hepsi yasak!
O girdiğimiz, minnacık, kimseye zararı olmayan kıskançlık krizlerimizde bize biraz yardımcı olacak! “Aşkım, o kızı sevmedim” dediğimiz an, kızla kanlı bıçaklı olacak seviyeye gelecek. Bizi deli etmeyecek!
Her ne kadar hastası çok olsa da, şu maçoluk konusunda da kendini dizginleyecek. Ha, “Ama ben böylesini seviyorum, eteğimin boyuna karar veremeyecek kadar beynim yok, eteğimi beyim seçsin” diyorsan bilemem. Yahu zaten anadan, babadan, şuursuz komşulardan yeni kurtuldun evlenerek. Bir daha esaret altına girmenin manası nedir? O yüzden bu maddeyi size bırakıyorum.
ARKADAŞ DEĞİL ŞEYTAN
Tabii bunun ev işi bölümü var. Uzaktan küçük bir sorun gibi duruyor ama içine girince yerde sere serpe Banu Alkan gibi yatan çorabın teki bile batmaya başlıyor. Tamam, camları silsin demiyoruz ama en azından kendi dağınıklığını toplasın. Ben, evde kendi taktiklerimle ev işini yaptırabiliyorum şahsen: “Yerleri silerken inanılmaz yakışıklısın”, “Yemek yapmak sana nasıl yakışıyor ya...”
Yılların klişesi ‘zengin koca’ mevzusuna gelirsek... Kızlar, biliyorum zenginlik ve koca yan yana gelince çok tatlı bir şeymiş gibi duruyor ama Allah’a yakın bize uzak olsun. Oturup, adam parası yemek iğrençliktir muhabbeti yapmayacağım. Kimi yerseniz yiyin bana ne! Dediğim şey, o kadar parası olan adamın hayvan gibi çevresi vardır. Arkadaşları, yancıları... Nasıl mücadale edeceksin? Aile olayına hiç girmiyorum bile. Sonra iş gezileri var daha bu olayın.
Adamın arkadaşları demişken, keşke onları zehirlemek günah ya da suç olmasa. Hepsi birer şeytan! Sanki bir olmuşlar, ‘bekârlık sultanlıktır’ virali yapıyorlar. Evlendi gitti adam, bırakın yakasını yahu. Abuk subuk yerlere çağırmalar, evlilikle ilgili zerre komik olmayan espriler. Yengenin arkadaşını da bana ayarlayalımlar. Ayyy ayy kalbim daraldı yemin ederim. Lütfen, o arkadaşlarının hepsini telefonundan engellesin! Hatta uzaklaştırma kararı falan aldırsın onlar için.
Sonuç: Böyle bir adam yok kızlar. O yüzden siz yine ‘uzun boylu olsun, ter kokmasın, anasına düşkün olmasın...’ gibi beklentilere devam edin.
Paylaş