Paylaş
Rakip, başlarında son 2 sezonun PTT 1. Lig Şampiyonu apoleti olan Mehmet Altıparmak olan, ekonomik anlamda sıkıntıları bulunmayan, şampiyonluk hedefiyle kadrosunu büyük ölçüde koruyan ve bu amaç doğrultusunda transferler yapan Akhisarspor.
Maç öncesi iddaa oranlarında bile açık ara yeşil-siyahlıların lehine rakamlar veriyordu.
Sahaya çıkan Bursasporlu gençlerin yaş ortalaması 21 idi.
Onur (25) ve Shehu (26) olmasa ortalama 20 olacak.
Bildiğin U21 takımı.
Ama yürekleri geçen sezon takımı küme düşüren abilerinden 10 kat daha büyük.
Bununla ilgili çok güzel bir söz vardır;
“Bileğin değil, yüreğin yorulduğunda denemeye cesaret edemezsin.”
Yeşil-beyazlı gençler, pazar gecesi bu sözlerin doğruluğunu ispatladılar.
Bilekleri, ayakları, kasları adeta iflas etti koşarken, mücadele ederken.
Kramp ve yorgunluk nedeniyle birçoğu yerde yatmak zorunda kaldı.
Ama cesaretlerinden asla geri adım atmadılar.
Hepsi çok özel oynadılar. Özellikle Burak, Emirhan, Sedat ve Rüştü bir adım öndeydiler.
Kubilay, Atasanov ve İsmail ciddi katkı koydular.
Ataberk hatasız korudu kalesini.
17’lik Ali gol vuruşu nasıl olur gösterdi.
Shehu ve Onur da abilik ettiler bu genç yüreklere.
Kenarda ise Yalçın Hoca adeta bir basketbol koçu gibi bir o tarafa, bir bu tarafa koşup durdu. Anlık taktikler verdi ve sürekli gençlerle iletişim halinde onları cesaretlendirdi.
Hazırlık döneminde, maç öncesi ve sonrası hem onları yüreklendirdi.
Napolyon’un dediği gibi;
“Cesaret sevgi gibidir. Gelişmesi için umut gereklidir.”
Yalçın Hoca da gençlerden yana hiç umudunu kaybetmedi.
Tabii tek maç üzerinden de bu gençlerimizi göklere çıkarmamak gerekir.
Zira bu gençleri bireysel olarak ne kadar konuşursak, hem kendilerine, hem de Bursaspor’a o kadar zarar veririz.
Şu anda yapılacak en önemli ve tek hamle;
Transfer tahtası eğer açılırsa, bu gençlerin önünü kapamadan, az ama nokta transferler yaparak hem zaten olmayan paramızı çarçur etmemek, hem de geleceği inşa etmek gerekiyor.
Umarım bu kadarlık bir futbol aklı vardır Bursaspor’u yönetenlerde...
*
Son söz ise Vefa’yı yalnızca bir semt adı olarak bilenlere;
Yöneticiler hatalı olabilir, hakkınızı da yemiş olabilirler.
Kendini bilmez 3-5 çapulcu taraftar sizlere hakaret etmiş de olabilir.
Lakin Vakıfköy günlerini unutmak bu denli çabuk olmamalıydı.
Nicholas Boileau’nun söylediği gibi;
“Onur, engebeli, kıyısı olmayan ada gibidir. Bir kere terk ettiniz mi bir daha dönemezsiniz.”
Paylaş