Geçtiğimiz haftalar Türkiye üzerinde bulunan yüksek basınç merkezleri nedeniyle hava durumumuz pek değişmedi ve sisli, puslu ve kirli havalarla karşılaştık.
Peki, yüksek hava basıncı baskül üzerindeyken bizi daha ağır gösterebilir mi?
Geçtiğimiz günlerde meteoroloji haritaları üzerinde bir yüksek basınç merkezinde hava basıncının 1035 mb civarlarında olduğunu gördüm. Benim merak ettiğim konu, bu hava basıncı gerçekten çok yüksek bir hava basıncı mıydı? Ama birçok insan gibi arkadaşlarımın derdi ise günden güne artan kilolarıydı. Kilolu bir arkadaşımın iddiasına göre yüksek hava basıncı altında teraziler/basküller bizi daha ağır gösteriyor!
*
Dünyada deniz seviyesinde ölçülmüş en yüksek hava basıncı, 1968 yılının aralık ayında 1084 mb olarak Sibirya’da ölçülmüş. Meteoroloji literatüründe 1045 mb civarında hava basıncına sahip basınç sistemlerine kuvvetli yüksek basınç sistemi denir. 1013.25 mb ise deniz seviyesindeki ortalama hava basıncıdır. Ekim 1979’da Tip adlı tayfunda ölçülen 870 mb ise dünyada deniz seviyesinde gözlenmiş en düşük hava basıncından biridir.
*
Hava molekülleri sürekli olarak hareket halindedirler; birbirleriyle ve etraflarındaki her şeyle olduğu gibi bizimle de çarpışırlar. Örneğin ılık bir sonbahar gününde bir hava molekülü diğer moleküllere veya bize saniyede 10 milyar kez çarpar. Bir insana çarpan hava molekülü geriye doğru sıçrarken insana da hissedemeyeceği büyüklükte bir kuvvet uygular; birim alana gelen bu kuvvete "basınç" denir. Deniz seviyesinde hava moleküllerinin bir santimetre kareye uyguladığı kuvvet ise yaklaşık olarak 1 kilogramdır. Bu kuvvet bütün yönlerde eşit olarak uygulanır. Hava basıncı ve havanın içerdiği nem miktarına göre değişebilen dünya atmosferinin ortalama toplam kütlesi yaklaşık 5000 trilyon tondur.
Böylece, hava moleküllerinin sahip oldukları ağırlık nedeniyle yeryüzüne uyguladıkları kuvvete, "atmosfer basıncı" veya "hava basıncı" denir. Atmosfer basıncını ölçmeye yarayan aletlere de barometre denir. Bu nedenle, eski zamanlarda yapılan hava tahminlerinde yaygın olarak barometrelerden yararlanılıyordu. Barometrenin keşfinden sonra, barometre sabit bir yükseklikte tutulsa dahi, hava basıncının yükselip alçaldığı fark edildi. Fırtınalı havalarda, barometrik basınç daha düşük olma eğilimindeydi. Sakin hava koşullarında ise basınç, daha yüksek ölçülmekteydi. Basınç düşmeye başladığında, bu "kötü hava" koşullarının yaklaştığının işaretiydi. Eğer basınç artmaya başlıyorsa, bu da "iyi hava" koşulların yaklaşmaya başladığını gösteriyordu.
*
Şimdi gelelim kilolarımızla ilgili sorulara: Bir kişinin ağırlığı değişen hava basıncıyla günden güne değişir mi? Ya da yüksek basınçlı günlerde hava kolonununüzerimize uyguladığı basınç baskülde kilolarımızı artırır mı? Külte, ne kadar madde içerdiğinizle ilgilidir ve bulunduğunuz yere veya bizi etkileyen hava basıncına göre değişmez. Şüphesiz ağırlık, bizim terazi üzerinde ne kadar kuvvet uyguladığımızla ilgilidir. Fakat hava kolonu tarafından oluşturulan atmosferik basınç kişiye her yönden (yukarıdan, aşağıdan ve yanlardan) eşit olarak uygulanır. Bu nedenle ağır atmosferin ya da yüksek hava basıncının insanların terazi üzerine daha fazla kuvvet uygulamasına neden olamaz.
Yani bu konuda da havayı günah keçisi yapmaktan vazgeçip biraz kendimize (yani yediklerimize) bakalım!